29 Ocak 2009 Perşembe

Tuvalet Alışkanlığı Kazandırma Çalışmalarımız

Bir haftayı biraz aşkındır tuvalet alışkanlığı kazandırmak için uğraşıyoruz. Bana kalsa benim rahatım yerindeydi, yazdan önce düşünmüyordum ancak bakıcı abamızın gazıyla başladık. Şimdilik gayet iyi gidiyor. Her ikisini de söylüyor artık. İlk zamanlarda da hemen söylüyordu ancak tuvalete gidene kadar biraz kaçırıyordu. Son günlerde tutmayı da başarıyor. Ancak henüz dışarıda denemedik. Dışarı çıkarken hala bez bağlıyorum, ama ona geldiğinde haber vermesi için tembih ediyorum. Tabii henüz söylediği olmadı. Bir de uykusunda bağlıyorum ancak öğlen uykularında bezi ıslanmadan kalkıyor, sanırım tuvaleti geldiği için uyanıyor çünkü son günlerde öğlen uykularımızın süresi çok kısaldı ve hiç de uykusunu almış gibi uyanmıyor. Bir süre daha böyle devam eder sonra düzelir diye düşünüyorum. Yakında uykuda da bezini takmayacağım ama kendimi buna hazır hissetmem lazım. Özellikle de geceleri nasıl olacak merak ediyorum.
Tuvalet eğitiminde en önemli nokta çocuğun buna hazır olması. Eğer bezini çıkarmak istemiyor, tuvalete ya da lazımlığa oturmak istemiyorsa hiçbir şekilde zorlanmaması lazım. hazır olduğunu anladığınız ve çalışmalara başladığınızda da çok sabırlı ve anlayışlı olmanız gerekiyor. Biz bir hafta boyunca hergün bir makine kıyafet yıkadık. Bu çok normal bir süreç. Gidene kadar kaçırdığı ya da tamamiyle altına yaptığı zamanlarda hiç kızmamak, ona durumu sabırla anlatmak ve hoşgörmek gerekiyor. Bir süre ona sürekli hatırlatmak da önemli. Çünkü çocuklar dalıp unutabiliyorlar, her 5-10 dakikada bir sormak gerekiyor bazen de o söylemeden direk tuvalete götürmek gerekiyor. Tüm bunlar için sizin de hazır olmanız önemli bir etken.
Dün 2 yaş muayenesi için doktora gittik. Boyu 89cm, kilosu 13.5 olmuş. Bir de tahlil yaptırdık, kansızlık sorunu var mı yok mu diye, neyse ki herşey yolunda. Şimdi 2 yaşında yapılması gereken Hepatit A aşımızı yaptıracağız ancak dün gece ateşlendiği için birkaç gün erteledim. Hepatit A aşısı 6 ay arayla yapılan bir aşı, 2.5 yaşında bir doz daha yapılacak.
Ateşlenmesinden bahsedecek olursak ne olduğu konusunda pek fikrim yok. Birden geceleyin çıktı ateşi. Calpol vermedim, sadece body ile bıraktım ve ılık su ile kompres yaptım. Sabah biraz vardı yine, kahvaltıdan sonra calpol verdik biraz. Sonrasında birşey kalmadı. Biraz üşüttü herhalde diye düşünüyorum çünkü bugün biraz burnu da aktı. 
Şimdi artık cumartesi günü yapacağımız doğumgünü partisi için hazırlıklar yapıyorum. Bugün pasta ve yaprak sarma siparişimizi verdim. Yarın iş dönüşünde böreği ve poğaçaları hazırlamayı düşünüyorum. Cumartesi günü de fırına vereceğim. Partimiz 16:30 gibi başlayacak. Ailemizden kimse olmadığı için sadece Elif'in görüştüğü ve anlaştığı arkadaşlarını ve ailelerini çağırdık. Sanırım 15 kişiye yakın olacağız, o nedenle çok telaş ediyorum. 

19 Ocak 2009 Pazartesi

Haftasonu Kaçamağımız


Bu haftasonu burada hava çok güzeldi. Biz de pazar günü biraz Diyarbakır etrafını gezelim dedik. Aslında planlanmış birşey değildi, alışverişe çıktık sora dönüşte Elif arabada uyuyunca, biz de hadi gidebildiğimi kadar gidelim dedik. Diyarbakır'ın 25-30km ilerisindeki Çınar ilçesinde bir baraj gölü vardı. Biraz göl havası aldık. Hava orada çok ayazdı ancak yine de temiz hava hepimize iyi geldi. Küçük de olsa göl manazarası bana çok iyi geldi. Denizi çok özlediğimi farkettim. Elif de gölün üzerine konan kuşları seyrederken çok eğlendi.

Elif için oldukça sosyal bir haftasonu oldu. Arkadaşları Yiğit, Mercan ve Derya ile bol bol oynadı. Ancak iştah konusunda sıkıntımız var. Pazar günü sadece kahvaltı ile durdu. Meyve de yemiyor. Önümüzdeki haftasonu doktora götürmeyi düşünüyoruz, tahlillerini de yaptıracağız inşallah. Umarım diş çıkarıyordur da ondan dolayı iştahımız yoktur.
Hava bugün de çok güzel olduğu için, ben de öğlenci olduğum için sabahtan beraber çıktık biraz hava aldık. Dışarı çıkarken iyi de, iş eve dönmeye gelince orada kıyamet kopuyor maalesef. Bazı durumlarda hiçbir şekilde ikna olmuyor, bağırmaktan ve ağlamaktan bizi dinlemiyor bile. Geçen alışveriş merkezinde yemek iyemek istemedi, ağladı, yanımızdan kaçtı gitti. Biz de onu gizli gizli takip ettik. Jetonlu arabaların olduğu oyun alanına girdi, nasıl da kalabalık. Babası bir uçta ben bir uçta gözetliyoruz gizli gizli. Hiç bizi aradığı yoktu valla. Arabalara biniyor, iniyor, geziniyor. Arkasına bile bakmıyordu. Sonunda onu uzun süredir arıyormuşuz da yeni bulmuşuz numarası ile karşısına çıktık ama pek de umursuyor gözükmüyordu.

11 Ocak 2009 Pazar

Zor Bir dönem

Bugünlerde Elif ile çok büyük bir mücadele içindeyiz. Babamız daha sabırlı ama maalesef ben onun kadar sabırlı olamıyorum. Bez değiştirmek, bir yere gitmek için giyinmek, yemek yemek herşey ama herşey sorun oluyor. Israr edince kıyametler kopuyor. Kendi haline bırakıyoruz çoğu zaman. Evin içinde bodisi ile dolaşıp duruyor bir süre. Bizim ev de öyle sıcak değil, ama üşümek nedir bilmiyor ki....Bıraksan öyle gezer saatlerce. Ama anne yüreği işte, dayanamıyorum. Bazen pes edip kaçıyorum ortamdan. Babasının ikna etmesini bekliyorum.
Dün çok sıkıntılı bir gündü hepimiz açısından. Daha öğle yemeği ile başladı gerginliğimiz. Babamız ısrarla kendisinin yemesi için uğraşınca ben çıktım mutfaktan artık döke saça iki lokma birşeyler yemiş. Akşam da dışarı çıkacaktık, giyinirken yine bir gerginlik. Biz gidiyoruz, sen gelmiyor musun diye sorunca; siz gidin ben gelmiycem cevabı alıyoruz. 1 saate yakın uğraşlarımız sonucu ikna ettik ve elbisesini giydi. Arabaya binerken bu sefer tutturdu ön koltuğa oturacağım  diye. Neyse birşekilde yemek yiyeceğimiz yere geldik. Orada arkadaşı Mercan da vardı. Çok güzel oynadılar ama yemek yok. Israr ettim nafile. Gittiğimiz restoranın bayanlar tuvaletine çocuklar için ayrı bir bölüm yapmışlar. Küçük bir tuvalet ve küçük bir lavabo. Elif buraya eskiden beri bayılıyor. Sürekli orada ellerini yıkamak, sifonu çekmek, oturmak istiyor. İlk başta müsade ediyorum tabii, hevesini alsın diye ama ne bitmek bilmez bir heves bu. Elif'i sürekli tuvalletten topluyoruz. Tabii bir süre sonra gereksiz mızmızları ve karşı çıkışlarıyla ben yine geriliyorum. Babasına bırakıp sessizce masamda oturmaya başladım. Yoksa ağlayacaktım artık. Neyse eve giderken artık çok geç olmuştu. Arabada uyudu Elif. Eve geldiğimizde yavaşça üstünü değiştirmek istediğimde ayıldı maalsef ondan sonra da yatana kadar yine kök söktürdü. Artık kendi kendime "allahım sen aklımı koru, sen bana sabır ver" diye dua etmeye başladım.
Ne kadar zor bir dönemmiş bu böyle. Benim de sinirlerim mi gerilmiş nedir bilmiyorum. Dün akşam rüyamda da çok gerildim. Çıkmayan sokaklarda kayboluyorum, labirent gibi bir yerlerde dolanıp duruyorum, bir minibüs geçiyor onu kaçırdığım için çok pişman oluyorum, bir türlü evime ulaşamıyorum, ağlamaya başlıyorum. İçinde bulunduğum ruh halini ne de güzel yansıtıyor değil mi? 
Neyse dün akşam eşimle biraz konuştuk, tartıştık, çözüm yolları bulmaya çalıştık. Onun etkisiyle mi nedir bilmem bugün ben düne göre daha sakindim. Ama Elif aynı Elif.....Geçecek....Sabır.....

6 Ocak 2009 Salı

Kendi Kendimize Yeme Sorunumuz

Çok nadir dışarıda olduğumuz zamanlarda hazır meyve suyu içmesine izin veriyorum

2009 soğuk başladı, öyle de devam ediyor. Her sene olduğu gibi ısıtıcılarla idare ediyoruz yine. Ama bir göz odaya kapanma gibi şansımız yok maalesef. Elif evin her yerinde. 
Babamızın sınavı bittiğinden beri artık Elif ile daha fazla vakit geçirmeye başladı. Elif ve tabii ki ben de bu durumdan oldukça memnunuz. Artık haftasonları ne yapsak diye planlar yapabiliyoruz.

Yılbaşında Elif'e hediye edilen bebek buaralar elinden düşmüyor

Uzun süredir yemek yeme konusunda kendisi yesin diye uğraşıyoruz, bir türlü yanaşmıyor. Çok nadiren çok sevdiği bir yemek varsa, mesela makarna gibi onu yiyiyor ancak başka hiçbirşeyi yemiyor. En fazla 2-3 kaşık alıp inmek istiyor. Babamız ile bu konuda biraz tartışıyoruz. O kendisi yemediği müddetçe, bizim yedirmememizi, masadan aç kalkmasını istiyor. Ben ise bir anne olarak maalesef ki, ben yedireyim ama yeter ki yesin derdindeyim. Yani anlayacağınız bazen aç aç kalkıyor masadan ve yatana kadar birşey yemediği oluyor. Allahtan yatmadan önce süt içiyor da içim biraz rahat ediyor.
En sevdiği yemek yayla çorbası ve makarna. Özellikle de yayla çorbası benim kurtrıcım oluyor. Ne zaman ki yemek yemediği  bir döneme giriyor, terbiyeli bir yayla çorbası yapıyorum. İçine kimi zaman küçük top köfte kimi zaman da nohut koyuyorum. Bazen tavuk suyuna yapıyorum. Bayıla bayıla yiyiyor. Böylece gıdasını da tam olarak almış oluyor.

3 Ocak 2009 Cumartesi

2009'a Merhaba Dedik


Hepinizin yeni yılını tekrardan kutlarım. 2009 Diyarbakır'da çok soğuk başladı ve hala öyle devam ediyor. Yılbaşından 2 gün önce başlayan kar yağışı her yeri bembeyaz yapmıştı. Tam erimeye başlamıştı ki yılbaşı gecesi ilerleyen saatlerde yeniden yağmaya başladı. Çok fazla olmasa da yine de beyaz oldu denebilir. Uzun süredir yılbaşını karlı geçirmemiştik. Çok soğuktu ama çok da eğlenceli idi bizim yılbaşı gecemiz. Elif de çok eğlendi. Bakıcı ablamız da bizimle geldi, böylece Elif'in uykusu gelince onları 11 gibi eve bıraktık, Elif de salon köşelerinde uyumak zorunda kalmadı. Ben de 1'e kadar eğlenmeye devam ettim, babamız ise 4'de gelmiş. Ben iyi ki erken yatmışım çünkü sabah 8 olmadan Elif hanım ayaktaydı. Ben ise sürüngen bir vaziyette ))) Öğleden sonra ise hepimiz bir yatmışız ki 2.5 -3 saat uyumuşuz. Ama o uyku gerçekten çok iyi geldi hepimize.
Yen yıl hediyesi olarak Elif'e bir kol saati aldık. Çok sevdi şimdilik, uykudan kalkınca bakıyorum saatini arıyor hemen. Elif ile ben babamıza bir kazakaldık, onlar da bana bir elbise aldılar. Yeni yıla çok cici hediyelerle girdik.


Öksürüğü sonunda geçti gibi ancak çenesindeki tahriş en ufacık bir nemlenmede hemen belirgin oluyor. Cildiye doktoru bir arkadaşımız bunun salyası aktığı için olduğunu söylemişti. Özellikle de uykuda salyası aktığı zamanlarda oluyor. Sırtüstü yatırmaya alıştırın diyor ama ne mümkün!!! Hemen kaplumbağa vaziyetine geliyor. Momecon diye bir krem vermişti çocuk doktorumuz, kızardığı zamanlarda onu sürüyorum. Ama yer yapacak diye korkmaya başladım.
Renklerin birçoğunu artık biliyor. Kırmızı, mavi, mor, turuncu ve yeşili artık karıştırmadan söyleyebiliyor. Bir de 9'a kadar saymasını öğrendi sonunda. Son günler de hafıza çalışmaları yapıyoruz. Daha önce eşleştirme oyunu oynadığımız kartlarımızı şimdi ters çeviriyoruz ve neyi hangi kartta olduğunu bulmasını istiyoruz. Bazen inanılmaz bir performans sergiliyor, 5 kart kouyoruz mesela hepsini biliyor, ama bazen de hiçbirini bilemiyor. Daha çok yol almamız lazım anlaşılan.