20 Haziran 2012 Çarşamba

Henüz pek gelişme yok

Tuvalet eğitimimize herşeye rağmen devam ediyorum. Bazen beze geri mi dönsem diye bıkkınlık geliyor ancak akabinde lazımlığına tuvaletini yapması sonucu fikrim değişiyor. Tabii lazımlığa bir kere yapıyorsa 3-4 kere de altına yapıyor. Bugün hiç oturmak dahi istemedi. Çocuk oturmak istemiyorsa zorlanmamalı, hazır değildir demektir. Ancak bu aşamaya geldikten sonra da pes etmek de istemiyorum. Çünkü bu sıkıntıları şimdi yaşamasam 2-3 ay sonra yine yaşayacağım. Sonuçta bazı şeyler kaçınılmaz.

Son zamanlarda iştahımız iyice gitti ve televizyon düşkünlüğümüz geri geldi. Hiç ama hiç yapmayacağım şey derken şimdi televizyon karşısında yemek yediriyorum. Bu maalesef ki biraz da bakıcımzın kolaya kaçmasından da kaynaklandı. Elif de hiç iştahlı bir çocuk değildi ama o zamanki bakıcımız ne yapar ne eder mutfakta yedirirdi. Tabii bunda Emrenin de çok inatçı bir yapısının olması etkili olmuştur muhakkak. Aslında yemiyorsa önünden alıp aç bırakmak lazım. Ama şunu biliyorum ki bu yöntem benim çocuklarımda pek işe yaramıyor. Elif'e bu yöntemi zaman zaman denedim ve hiç bilmem ki özür dileyip gidip yemeğini yesin. Yemeğini kaldırmış olmamdan ilk başta rahatsızlık duyup ağlasa da iki dakika sonra umurunda bile olmadığını görüyorum. Emre'de de aynı şey olacak farkındayım. Ben aç bıraksam ders almayacak aç kaldığı ile kalacak :)

Günlerdir esen poyraz canımıza yetti. Daha da bitecek gibi değil. Haftasonu da etkisini biraz kaybetse de yine devam edecekmiş. Akşamüstü parka çıkıyoruz, rüzgar üşüttüğü gibi aynı zamanda sersem de ediyor insanı. Ama çocukları evde tutmak da mümkün değil. Ben de çözümü ya bir arkadaşa giderek ya da bir arkadaşı çağırarak evde takılmakta buldum. Bu durum da hiç kolay olmuyor aslında çünkü bir süre sonra Emre beni hiç konuşturmuyor. Ya sürekli içeri çağırıp birşeyler göstermek istiyor ya da sürekli birşeyler söylüyor konuşturmuyor.

Elif'i bugün Erdek'e götürdüm babaannesinin yanına bıraktım. Kuzeni Serra da gelmişti haftasonu, birlikte takılacaklar artık. Cuma günü hatta belki yarın akşam da biz gideceğiz. Artık pılımızı pırtımızı toplayıp temelli gideceğiz. Bandırma'da daha fazla kalmanın bir anlamı yok. Bakıcımız da yarın son kez gelecekmiş zaten. Yazın iş başa düşecek maalesef. Neyse ki babaannemiz var. Beni tek düşündüren konu çalışmak. Bakıcımız varken evden işlerimi rahatlıkla yürütebiliyordum. Şimdi Erdek'te bakıcı bulabilecek miyim bilemiyorum? Bulamazsam nasıl çalışacağım onu hiç bilmiyorum. Babaannemiz var belki ama yine de hergün 2 çocuğu ona bırakıp gitmek çok eziyet olacağı için bu kadar yüklenmek istemiyorum ona.

18 Haziran 2012 Pazartesi

Tiny Love'dan Beşiğe dönüşebilen ilk ve tek Anakucağı


Dünyaca ünlü Gymini® oyun halılarının üreticisi Tiny Love™, annelerin işlerini kolaylaştırmaya devam ediyor.

Yaptığı yeniliklerle anneler için pratik ve kullanışlı, bebekler için ise gelişimlerini olumlu yönde etkileyici oyuncaklar üreten  Tiny Love, annelerin ihtiyaçlarını düşünerek beşiğe dönüşebilen ilk ve tek ana kucağı projesini hayata geçirdi.

Annelerin hayatlarını kolaylaştırmaya yönelik tasarlanan “3’ü Bir Arada Ana Kucağı” bebeğin beslenme, uyku ve oyun aktivitelerini keyifli ve tek bir alanda gerçekleştirmesine fırsat tanıyor.

Kolay kullanımı ve şık tasarımıyla satışa sunulan “3’ü Bir Arada Ana Kucağı”, ismini kullanımındaki 3 ayrı pozisyondan alıyor.

“Yarı yatma ve Sallanma Pozisyonu”nda dokuz değişik sakinleştirici melodi çalan müzik kutusu ile bebek tarafından aktive edilen dönence ve sallanan oyuncaklar bebeğin eğlenmesini sağlar.

“Oturma Pozisyonu”nda keyifli zaman geçiren bebeğin, çevresini gözlemlemesi ve beslenme koltuğu avantajı sağlanır. Ayrıca bu pozisyonda dönence rahatça çıkarılabilir.

“Uyku Pozisyonu” için de kolaylıkla 180° yatırılabilen ve beşiğe dönüştürülen 3’ü Bir Arada Anakucağı, bebeğe keyifli ve güvenli bir uyku ortamı sağlar.

Tüm pozisyonlara basit ve hızlı bir şekilde geçiş yapılabilme kolaylığı sağlayan ve titreşim özelliği çalıştırılabilen,  3’ü Bir Arada Ana Kucağı, anneler için kendilerine vakit ayırabilecekleri bir yaşam ortamı da hazırlar.

Tiny Love Ana Kucağı 18 kg’a kadar kullanılabilme özelliğiyle benzerlerinden ayrılmaktadır.

Tiny Love 3’ü Bir Arada Ana Kucağı, tüm Türkiye’de seçkin satış noktaları ve internet mağazalarında 269,90TL’den satışa sunulmuştur.




Bu bir tanıtım yazısıdır.

12 Haziran 2012 Salı

Bugünlerde en çok söylediğim kelimeler: çiş var mı kaka var mı?

Havalar birden acayip ısındı. Haftasonlarımız artık hep Erdek'te geçiyor. Aslında temelli gitmeyi de istiyorum artık ama burada bakıcımız varken çalışmalarım daha düzenli oluyor. Erdek'e gittiğimde çalışma modundan çıkıyorum maalesef. Hem çocukların ikisini birden sürekli babaanneye bırakamam da. O nedenle iki hafta sonra gitmeye karar verdim. Hem şimdi babamız da yok, burada daha rahatım ve daha güvendeyim.

Elif haftasonundan beri babaannesiyle Erdekte kaldı. Ben de tek çocuklu anne modunda geziniyorum. Valla allah başımdan eksik etmesin tabii ama iki çocuğun derdi gerçekten çok fazla oluyor. En azından şimdi Emre uyuduğu vakit dinlenebiliyorum, akşam da erken yatıyor zaten garibim...Biraz yalnız kalmak iyi geliyor akşamları. Tabii bir yarım Elifle birlikte orada kaldı ama yine de sakinliğe ihtiyacım varmış.

Buarada Emremiz isilik oldu. Kolları bacakları çok değil de asıl poposu çok fena durumdaydı. Bazı geceler kaşıntısından uykudan uyandı. Fenistil diye bir kaşıntı kremi var onu sürünce rahatlıyor. Bir de sık sık poposunu havalandırdım. Bu bahaneyle tuvalet eğitimimize başladık bir yandan. Şimdilik çok yol katedemedik desem de bugün iki kere lazımlığına yaptı. Ama günlerdir ev kocaman bir tuvalet gibi onun için :) Sabırla temizliyorum, yıkıyorum, devam da edeceğim. Bu iş başka türlü olmayacak çünkü bu durum er ya da geç yaşanacaktı. Bugünlerde en çok söylediğim kelimeler "çiş geldi mi, çiş var mı, kaka var mı, neden çişini halıya yaptın oğlum, çiş gleince söyle tamam mı" Erkeklerinki daha kolay olur diyorlar bakalım doğru mu anlayacağız birkaç gün içinde.

1 Haziran 2012 Cuma

Kürtaj hakkında benim de söyleyeceklerim var

Gündem konusu döndü dolaştı sonunda kürtaja da geldi. Bir anne olarak kürtaj olayını desteklediğimi söyleyemem ama yasaklansın da istemem. Yasaklamak hiçbirşeyin çözümü olmaz yeni sorunlar doğurur. Merdivenaltı kürtajlarda ya da çağdışı yöntemlerle bebeğini düşürmeye kalkan kadınlarımızın hayatları birbir sönecek. Psikolojik, ve ekonomik olarak bebek bakacak durumda olmayan kadınlarımızın istemeyerek bakamayacakları bir çocuk dünyaya getirmesi ne kadar doğru? Söylerken bile içim sızlıyor ama bir lise öğrencisi oldu ki bir hata yaptı ve hamile kaldı. Ne olacak o zaman? Elinde kitaplar ders çalışırken bir yandan da beşik mi sallayacak o daha çocuk yaştaki kız? Ya da tecavüze uğrayan bir bayan o sapığın hatırasını dünyaya mı getirecek, baktıkça onu hatırlaması için?? Bir çocuk sadece dünyaya getirilmekle bitmiyor ki. Bir insan yetiştiriyorsunuz. Tabii kürtajı bir doğum kontrol yöntemi olarak düşünmek de bir o kadar yanlış. Neticesinde bir candan bahsediyoruz burada. Bunun kararı bu kadar kolay alınmamalı.
Burada önemli olan eğitimle doğum kontrol yöntemlerini daha da yaygınlaştırmak, gerek erkekleri gerekse bayanları bu konuda daha da bilinçlendirmek. Kürtaj yaptıracak kişiyi çok iyi düşünmeye sevk etmek.