28 Ocak 2010 Perşembe

Kar ve Elif'in Hastalığı

Bu sabah manzaramız


Karlar tam eriyor derken dün öğleden sonra başlayan kar yine heryeri bembeyaz yaptı. Dışarıda çok güzel bir manzara var. Ve biz maalsef eve kapanmak zorundayız. Çünkü Elif biraz hasta. Cumartesi gecesi kar ve fırtınaya rağmen babası ile dışarı çıktıkları için pazar akşamından beri burun akıntısı ve öksürük ile mücadele ediyoruz. Halbuki şimdi rüzgar da yok, tam çıkıp gezmelik, oynamalık hava....
Nezle ve öküsürk Elif'i biraz keyifsizleştirdi ilk başta. İlaçların da etkisiyle sürekli bir uyku halindeydi ve iştahsızdı. Bir yandan da nasıl sakin, nasıl uslu...Şimdi kendini daha iyi hissediyor, zaman zaman cadılıkları tutuyor:)) ama iştahımız hala tam gelmedi. Ona öğün aralarında bol bol ıhlamur ve ballı süt içiriyoruz. Öğünlerde de sıcak çorba...Tabii o yiyene kadar ne kadar sıcak kalabilirse....
Ben de gün geçtikçe ağırlaşmaya devam ediyorum. 33 haftam bitiyor yarın. Artık eğilip kalkmak gerçekten çok zor oluyor. Soğuklardan ve Elif'ten korumaya çalışıyorum kendimi, çünkü bu hamileliğimde burnum bir tıkandı mı geçmek bilmedi, aynı duruma düşeceğim diye çok endişeleniyorum.

Elif'in fotoğraf denemelerinden biri

Anneannemizin aldığı çamaşır makinası ile oynamayı seviyor

23 Ocak 2010 Cumartesi

Bandırma Bugün Bembeyaz

Dün akşam başlayan kar yağışı oldukça etkili oldu ve dün geceden beri burası bembeyaz. Ne zamandır bunu bekliyorduk. Ama maalesef rüzgar da beraberinde olunca dışarısı çok soğuk, çıkıp da kardan adam yapamadık henüz. Gerçi seyretmesi bile keyifli....
Buarada perşembe günü babaanemiz geldi yanımıza, tam zamanında gelmiş bir gün geç gelse havadan dolayı gelemeyecekti herhalde. Babaanne gelirken tabii eli boş da gelmemiş Elif bu durumdan çok memnun oldu. İlk hevesle anneannesinin yolladığı çamaşır makinesi ile bebeğinin elbiselerini yıkadı. Yıkadı derken gerçekten de yıkıyordu. İçine su koyuyorsun çalışmaya başlıyor, suyunu boşaltıyor, öyle gerçeğine yakın birşey yani...Babaannemiz de eğlenceli bir kutu oyunu getirmiş. Kartları diziyorsun sonra gözlerini kapatıyorsun bazı kartların arkasını çeviriyorsun, hangilerinde değişiklik yaptığını soruyorsun. Hafıza çalıştırıcı, dikkat geliştirici eğitici bir oyun yani...
Babaannemizin gelmesiyle biz de biraz nefes aldık. Çünkü Elif son zamanlarda artık hiç yanımızdan ayrılmaz olmuştu. Oyun bile oynarken sürekli bizi de dahil etmek istiyor, her an tepemizde birşeyler yapıyordu. Şimdi babaannesiyle oynuyor arada sırada, biz de oturup bilgisayar başında işlerimizi yapabiliyor ya da tv izleyebiliyoruz. Bilgisayar başında iş demişken, size bu konudan kısa bir süre sonra bahsedeceğim.
Babamızın başına dikiş atıldığını da sizinle paylaşamamıştım. Geçen cuma günü küçük bir iş kazası geçirdi ve başına dört dikiş atıldı. Bu nedenle bir hafta istirahat almıştı. Neyse ki yara herhangi bir sıkıntı vermedi. Sadece başını kollamaya çalıştı. Biz de ailece evde beraber vakit geçirme imkanı bulduk. Benim de ağırlaştığım şu dönemde gerçekten iyi geldi....Dün dikişlerini aldırdı, pazartesi mesaiye devam. Neyse ki bu sefer de babaannemiz olaca yanımda. Sağolsun çok yardımcı oluyor her konuda.

13 Ocak 2010 Çarşamba

Elif'in Kısalan Saçları

Keseyim mi, kesmeyeyim mi karar veremiyordum. Çok güzeldi ama o kadar uzamıştı ve o kadar karışıktı ki...Sonunda geçen akşam banyo sonrasında makası aldım elime kesiverdim uçlarından. Gerçi pek uçlarından olmamış...Biraz kısaltmışım...Ama rahat ettik ikimiz de. Hem karışıklığı daha rahat açılıyor hem de daha çabuk kuruyor.

Elif'in saçları artık omuzlarında

Son zamanlarda hayal gücü iyice arttı. Sürekli birlikte oyun oynamak istiyor. "Şimdi sen çocuk olmuşsun ben de senin annenmişim" ya da "şimdi sen Lampinin annesi ol ben de Roo, sen beni kurtaracaksın" bugünlerde aramızda en sık geçen diyalog. Ya da bebeğinin annesi oluyor, bebeğinin neler yaptığını bana anlatıyor. Bebeğinin yaptıkları ise kendi yaptıkları. Ben ona nasıl davranıyorsam o da bebeğine aynı şekilde davranıyor, aynı şeyleri söylüyor.
"suyunu çok az içiyor o nedenle kabız oldu", "akşam ona kitap okuyorum, sonra üstünü örtüyorum gidiyorum, yanımda kal diye ağlıyor", "yemeklerini çok az yiyor büyüyemeyecek, abla olamayacak", "parka çıkınca eve gelmeyeceğim diye ağlıyor", "benim karnımda bebek var ama yine de tulalete sen oturt diye tutturuyor, çok zorlanıyorum"... Bu cümlelerden neler yaşadığımıza dair bazı şeyleri anlıyorsunuzdur herhalde :)))

Şarkıcılık konusunda annesine çekmiş

8 Ocak 2010 Cuma

Kedi Dili ile Tiramisu



Bu tarifi yılbaşı gecesi için yapmıştım. Çok lezzetli oldu sizlerle de paylaşmak istedim.

Malzemeler:
1 paket kedi dili (pastanelerde ya da marketlerin ithal ürünler satan kısımlarında bulabilirisiniz)
1 kutu labne peyniri
2 çorba kaşığı nescafe
1.5 bardak süt
4 çorba kaşığı un
2 çorba kaşığı şeker + 5 kesme şeker
2 yumurta
1 paket vanilya
Kakao

Hazırlanışı:

Bir kupaya 5 kesme şeker ve nescafeyi koyun iyice karıştırın. Önceden bir tepsiye dizmiş olduğunuz kedi dillerini bu suyla iyice ıslatın.
Kreması için: Unu, sütü, yumurtaların sarısını mikserde çırpın. Tencerede karıştırarak pişirin. Pişmesine yakın şekeri ve vanilyayı ilave edin. İyice koyulaşınca ateşten alın ve soğumaya bırakın. Soğuyunca labne peynirini ekleyin ve yine mikserde çırpın. Karışımı önce kekin ortasına bolca koyun sonra üzerine yine ıslatılmış kedidillerini dizin ve kalan karışımı da üzerine dökün. Bir spatula ya da bıçak yardımıyla en üste koyduğunuz kremayı düzeltin. Bu haliyle birkaç saat buzdolabında bekletin. Servis yapacakken üzerine tel süzgeç ile kakao ekleyin.
Afiyet Olsun.

4 Ocak 2010 Pazartesi

Bursa'da Alışveriş


Yeni yıl ile birlikte soğuk hava da geldi. Bu sabah burada ince ince kar yağdı. Ama geldi geçti. Sadece soğuğu kaldı.
Cumartesi günü niyet ettiğimiz gibi Bursa'ya gittik. Mothercare'de ve Chicco'da indirim vardı. Oğluma body ve tulumlar aldım. Artık 0-3 aylık kıyafetlerimiz tamam. 3-6 ay için de birşeyler aldım ama herşeyini tamamlamak için çok da acelem yok. Yazın zaten bol bol body giyecek.
Bursa'ya gitmişken İkea'ya uğramadan olmaz tabii. Ben İkea'da gezinmeyi çok seviyorum. Hem Elif için de çok eğlenceli oluyor. Çocuk reyonunda bol bol oynadı. Sonra da ona bir çadır aldık. Kardeşine yatak alınana kadar çadır için odasında yer varken faydalansın istedik. Ayrıca 4 çekmeceli bir şifonyer aldık. Oğlan gelince sadece Elif'in dolabı yetmeyecek gibi görünüyor. Bolca para harcadıktan sonra yorgun argın döndük Bandırma'ya...İlk işimiz Elif'in çadırını kurmak oldu. Elif de hemen bütün bebeklerini peluş oyuncaklarını dizdi içine. Ama o kadar şimdilik, pek de oynadığı yok gibi :))) Özellikle arkadaşları gelince eğlenirler diye düşünüyorum.

Oğluma aldığım bazı kıyafetler, çok şekerler değil mi? Hırkada Mrs. Chicco yazıyormuş çaktırmayın :))




Elif'in çadırı

Ben de bu hafta içinde burada kontrole gideceğim. 30. haftam bitecek cuma günü. Düşününce oldukça az bir zamanım kaldı. 2 ay kadar....Doktor martın 5 ile 10'u arasında alırız demişti. 2 ay deyince çok heyecanlanıyorum... Diyetime de maalesef pek uyamıyorum son günlerde. Yılbaşı, seyehat falan olunca uymak zor oldu tabii...Bugünden itibaren biraz daha dikkat etsem iyi olacak. Rüyamda yine tahlil yaptırdığımı ve sınırda çıktığını gördüm.