21 Kasım 2008 Cuma

Babamız Döndü

Nihayet babamız geldi. Aslında kendisini cuma günü sabah saatlerinde bekliyorduk ancak bize sürpriz yapmış ve perşembeden basmış gelmiş. Elif'in babasını ilk görüşü uyanır uyanmaz olduğu için yüzündeki ifade sanki kendini rüyada hissediyormuş gibiydi. Sonra gülmelere başladı, sonrasında da direk oyuncaklarını görmeye gitti zaten. Babamız çok güzel bir winnie tren seti getirmiş Elif'e, ve bir sürü de kitap. Elif hepsine bayıldı tabii. Özellikle de kitapları hiç elinden düşmüyor.

Bu akşam babamızın gecikmiş doğumgünü kutladık. Aslında çarşamba günüydü ama maalesef bugün kutlayabildik. Önce dışarıda yemeğimizi yedik sonra da eve gelip mumuzu üfledik ve pastamızı kestik. Elif için en eğlenceli kısmı mum üflemesiydi. Aslında pastayı çok severdi ama bu gece canı pasta yemek istemedi.

17 Kasım 2008 Pazartesi

Elifçe

Son günlerde kendince bir dil geliştirdi Elif. Çince, japonca karışımı birşeye benziyor. Biz Elifçe diyoruz. Şımardığı ve kızdığı zamanlarda özellikle çok sık kullanıyor. Ben genelde üzerinde durmamaya çalışıyorum. Ya da onu anlayamadığımı o yüzden onun dediğini yapamayacağımı söylüyorum. Fazla üzerinde durmazsak sanırım kendi kendine sönecektir.

Dişimiz bir türlü gelemedi. Parmaklarını yiye yiye bir hal oldu zavallım. Elimizden birşey de gelmiyor, ne acı bir durum ya...

Babamızın gelmesine de artık az kaldı. Cuma günü sabah uçağıyla gelecek. Elif de onu sabırsızlıkla bekliyor, ve tabii ki babasının ona aldığı sürpriz hediyeyi...

13 Kasım 2008 Perşembe

Babamızın Yokluğunda


Son günlerde iştahımız hiç yerinde değil. Eller de sürekli ağızda. Sanırım köpek dişlerimiz çıkıyor. Hatta geçen akşam biraz ateşlendi, öyle hemen düşmedi ama yine de çok ciddi değildi. Şu diş olayımız ne zaman bitecek acaba çok merak ediyorum.

Babamız gideli neredeyse 2 hafta oldu. Günler çok yavaş geçiyor. Elif gün içinde babasını hiç sormuyor ama bugün öğle uykusundan uyandığında kucağımda kendi kendine konuşurken "niye geldin baba, gelme" diyince içim bir fena oldu. Telefonda konuşurken gayet hevesli ama yine de içten içe bir tepkisi varmış demek. Kimbilir neler geçiyor o küçük kafasından bebeğimin....

9 Kasım 2008 Pazar

Muzlu Puding


Elif'e hazır gıdalar yedirmediğimden daha önce bahsetmiştim. O nedenle pudingin nasıl yapıldığını araştırdım ve evde ona kendim hazırladım. Aslına bakarsanız o kadar da zor birşey değilmiş, hatta malzemeleriniz tam olduktan sonra hazır puding yapımından hiç de farklı değil. İşte çocuklarınıza akşamüstüleri yedirebileceğiniz sağlıklı bir tatlı.

Malzemeler:
1 lt. süt
3-4 çorba kaşığı mısır nişastası
1 çorba kaşığı sıvıyağ
1 su bardağı şeker
1 paket vanilya
1 adet muz

Tüm malzemeleri ekleyin ve kısık ateşte sürekli karıştırarak pişirin. Kaynamasına yakın muzları dilimleyin ve pişmekte olan pudinge ekleyin, blenderdan geçirin. Fokurdamaya başlayınca ocaktan alın ve kaselere doldurun.
İçine muz yerine başka meyveler de koyabilirsiniz. Ama önemli olan meyvesini koyduktan sonra fazla pişirmemek, bu sayede meyvenin vitamini kaçmayacak ve daha sağlıklı olacaktır.
Not: Fotoğraftaki pudingin neden koyu renkte olduğunu soruyorsanız eğer, nedeni çok az çikolata eklemem.

6 Kasım 2008 Perşembe

Babamız Ankara'ya Gitti


Pazar günü babamızı Ankara'ya uğurladık. Yaklaşık 20 gün kalacak. Onun yokluğunda babaannemiz sağolsun bize destek vermeye geldi. Elif ile şimdilik çok problem yaşamıyoruz. Ancak sabahları uyandığında genelde ilk olarak babasını soruyor. Onun uyku sersemliği arasında babasını sorması bana çok dokunuyor. Babamız sık sık arıyor ancak bazen tepki yapıyor herhalde ve konuşmak istemiyor. Bakalım bundan sonraki zamanlarda durum nasıl olacak.
Havalar burada  harika gidiyor. Gündüzleri güneş acayip ısıtıyor. Elif de bakıcı ablası ile her sabah parka giderek bu günlerin tadını çıkarıyor. Kış gelip de eve kapanınca ne yapacağız bilmiyorum. 
Elif ile uzun zamandır renk öğrenmeye çalışıyorduk. Renkler, çocukların zor öğrendikleri bir konu olduğu için artık vazgeçmeye başlamıştım ki, bir baktım mavi ve kırmızı renkleri tanıyor. Arada sırada karıştırıyor tabii ama genelde tanıyabiliyor. 
Ve artık kıyafet konusunda tavırlarını koymaya başladı. Henüz onu bunu giyeceğim diye tutturmuyor ama beğenmediği ayakkabısını ya da pantolonunu giydirmek kesinlikle mümkün olmuyor. Yakın bir zamanda dolabını açıp kendi kıyafetini kendisi seçecek gibi görünüyor. Ablamın eşi Amerika'ya gittiğinde ona bir mont almış, gözümüze biraz ufak geldiği için kaç gündür onu denetmeye çalışıyorum ama bir türlü giydiremedim. Halbuki ne kadar da güzel, kar beyazı gibi.
Son zamanlarda uykusunda çok konuşmaya başladı. Bir keresinde "kurbağa nerede" diye sayıklıyordu. Geçenlerde "yapma anne, yapma baba" diyordu. Duyan da diyecek bu çocuğa annesi babası kimbilir neler yapıyor :)) Bazen "ne oldu" diye soruyor. Bu sabah da "ben giyeceğim" diye ağlamaya başladı. Artık neler görüyor rüyasında kimbilir. Çocuklar uykularında böyle sık sık konuşur mu bilemiyorum, araştırmadım hiç. Umarım bir sorun yoktur.

Elif  darbuka çalarken