18 Mayıs 2010 Salı

Bandırma'ya Döndük

Hastaneden çıktıktan 2 gün sonra büyük bir cesaretle Bandrma'ya döndük. Herkes biraz daha kalmamız konusunda ısrarlı idi ancak ben evime dönünce herşeyin düzeleceğine inanıyordum. Neyse ki Emre'de herhangi bir sorun olmadı. Ama bu sefer onu gerçekten kolladık. Normalde ısıtıcı yanacak bir hava değildi ama bu konularda rahat davranan ben bu sefer ısıtıcılarla ortamı hep sıcak tuttum ki hastalık tekrarlamasın. Evimize yerleştik. Tabii kayınvalidem de benimle geldi, sağolsun yemek görevi hep onda. Emre'nin de gazını çıkartıyor uyutuyor. O şimdi yarın dönüyor. Ben de henüz yardımcı bulamadım. Bakalım halim ne olacak.
Emre artık bizlere anlayarak bakmaya başladı. Başıyla takip ediyor. Kouşunca gülücükler saçıyor. Elif gibi o da güleryüzlü olacak herhalde. Playskool'un 2'li egzersiz oyuncağı vardı Elif'ten kalma, onun altına yatırıyoruz heyecanla tepinmeye başlıyor. Kucakta gezinince çok mutlu oluyor ama maalesef ablamızdan ötürü çok fala kucağa alamıyorum garibimi :(
Buarada Elif dün gece ateşlendi. Öyle çok ciddi bir durum değil 38-38.5 arasında. Gece tuvalete kalktıında ilk önce farketmedim ateşini, sonra çenesi açıldı birden. Yatağına yattı vırvır konuşup duruyor. Yanımıza geldi hala konuşuyor, masallar anlatıyor...Meğer ateşi varmış çenesine vurmuş :))) Şimdilik 6 saat arayla Calpol veriyorum.
Geçen pazar günü Erdek'e gittik. Lodos fırtınası çok kuvvetliydi o nedenle sahilde gezemedik, gazinoların olduğu şehir merkezi biraz daha kuytuydu. Gene bile deniz öyle yükselmiş ki, yolla aynı hizadaydı. Yollar hep ıslanmıştı. Akşam saatlerine doğru da hava serinlemeye başladı. Elif'in de aksi gibi hırkası yere düştü sırılsıklam oldu. Herhalde o sırada üşüttü diye düşünüyorum.
Son zamanlarda kendi yatağında yatmaya da başladı. Beraber yatıp kitap okuyoruz sonra ben kalkıyorum. Gece tuvalete de kalksa yanımıza gelmiyor. Bilmiyorum bu durum böyle devam eder mi. Ahh bir de kendi başına uyumaya alışsa....

6 Mayıs 2010 Perşembe

Emre Hastanede

Elif hastalığını atlattı gibi, antibiyotik almama konsunda ısrarını sürdürünce kontrole gittik. Neyse ki doktor antibiyotiklik durumu kalmadığını söyledi. 5 günlük bir şurup verdi.
Gelelim Emre'ye. Bu yazımı hastaneden yazıyorum. Bugün 4. günümüz. Emre'nin öksürüğü kesilmeyince ve emmeyi bırakınca pazartesi sabaha karşı Memorial Ataşehir acile getirdik. Bronşiolit teşhisi kondu. Oksijen seviyesi oldukça düşüktü. İlk gün sürekli oksijen verildi. İlaçlarla da akciğerlerini açtılar. Akşama doğru biraz daha kendine geldi. Doktorumuz Murat Bey ve hemşireler gerçekten çok ilgili. Ve doktorumuz bugün müjdeli haberi verdi. İnşallah yarın çıkacağız. Hastane gerçekten çok konforlu ama günler bir odada gerçekten çok sıkıcı geçiyor. Sıkıntıdan kendimi yemeye verdim. Ciddi ciddi kilo aldım herhalde.
Sonuçta Emrecik bizi gerçekten üzdü. Küçük olması dezavantajdı. Hastalık hızlı bir şekilde ilerledi. Solunum sorunu çektiği için uzun bir süre emmek de istemedi. Onu ağzında oksijen maskesi ve elinde serumla uyurken gördükçe içim parçalanıyordu. O kadar küçük ki ve o kadar yorulmuştu ki, yapılan müahelelere gıkı çıkmıyordu. İyileştiği sesinin çıkmasından da anlaşılıyor zaten. Emmesi de esk haline döndü. İnşallah kaybettiği kiloları da alacak oğluşum.

2 Mayıs 2010 Pazar

Polonezköy

Elif'i hasta hasta götürdüğümüz belki de hastalığının ilerlemesine sebep olan Polonezköy gezimizden..

emre bütün gün uyudu

hamak keyfi


bol yeşillik ve temiz hava

1 Mayıs 2010 Cumartesi

Hastalıktan Kırılıyoruz


Bir haftadan fazladır hastalıktan başımızı kaldıramıyoruz. İlk önce Elif ateşlendi 3 gece yüksek ateşle yandı. Sonra bende ses kısıklığı ile başlayan boğaz enfeksiyonu. Ve maalesef Elif'i uzak tutamadık Emre de şimdi hasta oldu. Ama öyle böyle değil, aslında doktora göre ciddi bir durum yok, ciğerlerinde biraz hırıltı varmış o kadar. Ama genel görünüm öyle değil. Öksürük krizi gelince çocuk nefes alamıyor, kızarıyor. Özellikle dün hepimizi çok korkuttu. Neredeyse acile gidecektik. Bugün yine doktora gittik, doktor burnunu iyice temizledi sonra ilaçlı buhar ve soğuk buhar verildi. Ama durumunda pek de değişiklik yok gibi ya da belki daha kötü durumda olacaktı bilemiyorum artık. Emmesi de zorlaştı tabii, birazcık emip bırakıyor. Gözü de çapaklandı. Eye Clear diye bir solüsyonla temizliyorum. Burnu için de bol bol serum fizyolojik sıkıyorum. İlaç olarak da Sekrol veriyorum yarım ölçek. Bir de sesi kısıldı zavallımın. Ağlıyor ama sesi çıkmıyor, hiç böyle birşey görmedim ben.

Elif'e de en sonunda antibiyotik verdi doktor. Ama Zinnat o kadar acı bir antibiyotikmiş ki sadece iki sefer verebildim. Bir daha almayı reddetti. Ama nasıl bir inat. Kesinlikle ikna etmek mümkün değil. Zorla da ağzına tıkınca tükürdü, sonuç olarak Elif 1-0 galibiyetle bitirdi geceyi. Bugün doktor ilaç değişikliği yaptı. Eğer bunu da almazsa tek çare iğne....

Gitme zamanı da geldi artık. Aslında bu hafta gitmeyi planlıyorduk ama çocuklar bu durumda olunca haftaya erteledik. Eğer herşey yoluna girerse haftaya evimize döneceğiz.