31 Ağustos 2008 Pazar

Zafer Bayramınız Kutlu Olsun

Geçmiş Zafer Bayramınızı kutlarım. Maalesef dün yazacak vaktim olmadı. Buranın sıcağı insanı çok yoruyor. Dışarı çıkıp geldiğimizde pestil gibi oluyoruz hepimiz. Dün sabah kahvaltıyı dışarıda edelim dedik. Oldukça lezzetli ve zengin bir kahvaltıdan sonra Zafer bayramı kutlamalarına gittik. Ancak sonuna yetişebilmişiz. Elif sadece tankları ve bando ekibini görebildi. Yine de kırmızı-beyaz ortam görmek hoşumuza gitti, Ve Elif'in ay yıldılı bayrağı sallaması.


Protokol gittikten sonra meydan Elif'e kaldı


Sağdan sola, soldan sağa salla bayrağı düşman üstüne

Buarada yarın Ramazan başlıyor. Şimdiden herkesin ramazan ayını kutlarım.

26 Ağustos 2008 Salı

Ve Yine Diyarbakır'dayız


Ve sonunda evimizdeyiz. Oldukça uzun zaman oldu ve ben gerçekten evimi özlemişim. Ama sıcaklar hala geçmemiş burada. Evde bütün gün iki klima birden çalışıyor. Zaten havada öyle bir toz var ki, gökyüzünü toz bulutu kaplamış burada, kapı pecere falan açmak ne mümkün. Elif'in yatağını da dün odamıza aldık, bizim odamızda klima olduğu için rahat rahat uyuduk. Neyse ki bugün hava biraz daha açılmış. Ama şöyle adam akıllı bir yağmur yağmazsa bu toz böyle devam eder gibi.


Elif ortama hemen uyum sağladı. Zaten oyuncaklarını görünce ona hepsi yeni gibi geldi. Bakıcı ablamızı da gelince hemen çağırdım ki, ben işe başlayana kadar birbirlerine alışsınlar. Şimdilik herşey yolunda gidiyor. Bakıcı ablamız çok güleryüzlü ve sevecen biri olduğu için Elif ona hemen ısındı. Bugün birlikte de uyudular. İnşallah böyle devam eder.

Piyanist Elif

Eve gelir gelmez Elif'in düzeni hemen geri geldi. Yemeklerini yine mama sandalyesinde yiyiyor, ama bir süre sonra sıkılıp inmek istiyor.

Dün sabah uçağımız çok erken olduğu için Elif'i 6'da uyandırmak zorunda kaldık. Uçakta da fazla uyuyamadığı için öğleden sonra 4'e doğru bir yattı, akşam 8'de uyandırmak zorunda kaldık. Zavallım kaç gündür seyehatte nasıl yorulmuş demek.

Talar teyzesinin aldığı terlikler çok cici

Kemal Abi ile Seyran'ın düğününden


20 Ağustos 2008 Çarşamba

Kısa Bir Mola

Cuma günü babamız geliyor, Kapadokya ve Ankara olmak üzere kısa bir tatile çıkıyoruz. Bir müddet yazamayacağım. Haftaya kaldığımız yerden devam edeceğim.

19 Ağustos 2008 Salı

2 Yaş Sendromu

Elif'in geçirdiği bu hırçın süreçle ilgili bir araştırma yaptığımda aslında daha önce duyduğum ama sanki bize daha çok uzakmış gelen "2 yaş sendromuna" rastladım. Meğer bu sendrom zaten 18 aylıkken başlarmış. Bir birey olduğunu keşfetmiş olan çocuk artık yapabileceklerinin sınırlarını zorlamaya başlıyor. Dünyayı keşfediyor, zihinsel süreçleri çok hızlı bir şekilde gelişiyor. Ancak bu süreçte yetersiz kaldığı noktalar oluyor elbette. Mesela dil gelişimi, motor gelişimi. Her derdini tam olarak ifade edemiyor ya da her şeyi kendi başına yapamıyor. İşte bu durum çocukta hayal kırıklıkları ve gerginlik yaratıyor, öfkelenmesine sebep oluyor. Bu dönem hem çocuk için hem de ebeveyn için zor bir dönem gerçekten.
Örnek vermek gerekirse Elif bir şeyi yapmak istiyorsa ve ben tehlikeli ya da zararlı olduğu için müsade etmiyorsam birden kıyamet kopuyor. Kendini yerlere atmaya başlıyor ya da gelip bana vuruyor. Bazen de dönüyor arkasını ağlaya ağlaya gidiyor. Bu durumda ben de ne yapacağım konusunda çok zorlanıyorum çünkü ben de ister istemez gerilmiş oluyorum. Genelde yaptığım şey; ona neden izin vermediğimi anlaşılır bir şekilde açıklamak oluyor. Ama tabii ki Elif beni duyuyor mu? O zaman ben de onunla ilgilenmiyorum. "Aman istediğini al, yeter ki sus" demiyorum. Bırakıyorum kendi haline, biraz sakinleşince de ilgisini başka şeylere yöneltmeye çalışıyorum. Allahtan daha hala ilgisi çabucak dağılabiliyor. Büyüdükçe bu da zorlaşacak.
Başka bir konu da bezi değiştirirken ya da giyinirken verdiğimiz mücadele. Bir yere gideceğimiz zaman onu hazırlayıncaya kadar yorgun düşüyorum valla. Yatağın üzerinde koşuşturmacalar falan halimizi bir görseniz.
Bir de yemek yerken 2 kaşıktan sonra doydum demesi beni deli ediyor. Ama yapacak da birşey yok maalesef.
-biraz daha ye kızım
-istemem
-pilav vereyim bak
-istemem
-çorba vereyim
-istemem
-pilava yoğurt da koydum bak
-istemem
-ne istiyorsun peki
-istemem

diyoloğumuz işte aynen böyle oluyor.


2 yaş sendromu ile ilgili yaptığım bazı araştırmalar:
http://bebekvecocuk.milliyet.com.tr/Bebek/Default.aspx?aType=ArticleDetail&ARTICLEID=1260&parCATID=85

http://www.anneyiz.biz/haber/haberdtl.php?hid=9427

http://www.bebek.com/content.aspx?PContId=3402&ContType=5&ContId=3588

18 Ağustos 2008 Pazartesi

İstanbul'a Geri Geldik

Ve Erdek tatilimiz sona erdi. Artık bir süre İstanbul'dayız. Tam da sıcaklara denk geldik çok kötü oldu. Annemlerin İstanbul'daki evi bile çok feci yanıyor. Neyse ki Elif gündüz uykusunda biraz sıkıntı çekiyor ama geceleri şimdilik iyi gidiyor. Ama bu yaz gerçekten çok faydalı geçti. Elif neredeyse hergün denize girdi sayılır. Bol bol kumlarda yürüdü (kumlarda yürümek içe basmayı düzeltir derler), dışarılarda gezdi, tozdu, eğlendi. Bugünleri Diyarbakır'a gittiğimzde çok arayacak, çok arayacağız.


İştahımız bir gidip bir geliyor. Bu sıcaklarda ben de pek zorlamak istemiyorum çünkü elbet bir öğünü pek güzel yiyiyor. Arada da meyvelerini götürüyor. Artık kendi evimize dönene kadar pek müdahele etmek istemiyorum, çünkü zaten yapacağımız kısa süreli tatilde de düzenimiz bozulacak. Diyarbakır'a döndüğümüzde bakıcı ablamızla birlikte en kısa zamanda bir düzene gireceğiz inşallah.


Kitaplarla aramız çok iyi. Özellikle de öğle uykularında genelde kitap okuyarak uyuyoruz. Yemek yerken de bazen işe yarıyor. Onun dışında bebeklerle oynamayı, bebeğinin arabasını sürmeyi çok seviyor. Bir de tak çıkarlara pek meraklıyız. O nedenle lego almıştık ona. Lego ile de bir müddet oyalanabiliyor. Patates kafa ile de buraya geldiğimizden beri pek ilgilendi. Her bir parçasını adını söyleyerek takmaya çalışıyor. (kulak, göz, şapka, ayak, çanta, burun, gözlük vs.)

Elif ve kuzeni Kaan

Elif ve Kaan

Bugün sabahtan ablamın oğlu Kaan geldi bize. Bakıcısı bugün izinli idi. Elif önce Kaan ile azdı. Ardından da liseden çok yakın bir arkadaşıma gittik. Onun da 2 yaşında bir oğlu var. Gerçi Kaan ancak bizim gitmemize yakın uyandığı için fazla oynayamadılar ama yine de iyi anlaştılar gibi. Özellikle de Kaan'ın çadırı ve motosikleti ile Elif çok ilgilendi.


11 Ağustos 2008 Pazartesi

Eyvah Kızım Büyüyor


Elif denizde

Son günlerde "benim" olayı başladı. Burada sık sık başka çocuklarla biraraya geldiği için onlardan gördükçe bizimkisi de benim demeye başladı. Bugün yine bir kardeş geldi bize, Elif'in ilk defa benim diye oyuncaklarını almaya başladığını gördüm. Sakin sakin ona anlatmaya çalışıyorum ama nafile, ağlamaya başlayınca hiçbirşey duymuyor ki. Bu dönemde artık benlik bilinci başladığı için bu olaylar normal aslında ama yine de mümkün olduğunca paylaşmayı öğretmek lazım. Kızmadan, onu çok üzmeden ve bıkmadan her fırsatta.

Dün kuzenlerim, dolayısıyla da Ömer ve Serra gitti. Elif Serra ile anlaşıyordu ama bir yandan da kıskançlık mıdır nedir bilemiyorum ona çok vuruyordu. Allahtan Serracığımın hiç sesi çıkmıyordu. Yoksa o da Elif'e karşılık verseydi girerlerdi birbirlerine. Elif vurduğu zaman hoşgörü ile yaklaşmıyorum. Sesimi yükseltiyorum, kızıyorum eğer hala beni dinlemediğini görürsem de onu uzaklaştırıyorum ve cezalandırıyorum. Çünkü ilk zamanlarda hep kibar kibar vurulmaz edilmez dedim, hiç dinlemedi daha şiddetli vurmaya başladı. Sadece çocukları değil, bana da vuruyor maalesef. Son günlerde de "git" demeye başladı. Hem ittiriyor hem de "git" diyor. Çocuk büyütmek artık başka boyutlara geçmeye başladı. Yani sadece uykusu, yemesi değil; artık bu tip onun kişiliğini oluşturacak süreçlere geldik. Şimdi artık her davranışımızda çok daha bilinçli, çok daha dikkatli olmamız gerekiyor.

Serra, Elif ve Annem
İki gündür burada hava kapalı olduğu için denize giremiyoruz maalesef. İstanbul'a dönüşümüz de yaklaşıyor artık. Elif bu günleri çok arayacak. Diyarbakır'a döndüğümüzde yine kalacağız başbaşa. Bu sefer çok ciddi endişelerim var aslında. O kadar hareketli ki, yalnız kaldığımızda nasıl başa çıkacağım bilemiyorum.

7 Ağustos 2008 Perşembe

Babamızın Ardından

Bisikletle evde çok oyalanıyor


Tam da yatağına yatırıp kendi kendine uyumaya alışmıştı ki, artık park yatağından atlayabildiğini farketti. Tutabilene aşk olsun. Öyle canbazlıklar yapıp aşağıya iniyor ki inanamazsınız. Tabii kendi yatağında uyumayınca hemen bizim yatağımıza geliyor, bu sefer uyuması daha uzun sürüyor maalesef. Diyarbakır'a döndüğümüzde acilen yatağının parmaklıklarını çıkartmak gerekecek. Uykusunda düşmesini engellemek için de koruyucu aksesuarlardan alacağız. Aman tanrım kızım büyüyor sanırım !


Geçen haftasonu babamızın izni bitti ve döndü. O gün bugündür Elif'de bir huyusuzluk, bir sinir anlatamam size. Hiçbirşeyden keyif almıyor, sürekli mızmız. Elif'in hiç bu kadar tepki verdiğini görmemiştim. Benim de bazen sinirlerim dayanmıyor maalesef. Sağolsun annemler bana çok yardımcı oluyorlar. Bir de dün akşam kuzenimin çocukları geldi, Ömer ve Serra. Neyse ki onlarla çok iyi anlaşıyor da, gün içinde biraz rahat ediyorum. Ama evde yalnız kaldığımızda başlıyor yine huysuzlanmaya. Denizde de çok iyi duruyor. Kovasıyla küreğiyle, kumlarla, taşlarla kaptırıyor kendini.


Ömer, Elif ve Serra


Elif'in yine bir huysuz anında annem yetişti imdadıma

Geçen gün iki arkadaşım geldi Erdek'e. İkisinin de kızları 2.5 yaşında. Onlar çok uslu olmadıklarını söylüyorlar ama Elif ile kıyasladığımda arada çok fark var. En azından anneleri bir yerde oturduğunda onlar da bebek arabalarında oturuyorlar, ya da indiklerinde annelerini peşlerinden koşturmuyorlar. Onlara baktıkça allahım acaba Elif de bir sene sonra böyle olacak mı diye düşünüyorum. Bazı bazı aklımdan acaba hiperaktivite olabilir mi diye de geçmiyor değil valla.

Fatoş ve Perihan abla ile Erdek'te bir akşam

1 Ağustos 2008 Cuma

Elif'in 18. Ay Muayenesi

Geçen gün Bandırma'da çocuk doktoruna götürdük Elif'i. Hastalık değil çok şükür, 18. ay muayenesi ve aşısı için. Gelişimi normal. Kilosunu tam olarak ölçemedik çünkü tartıya oturmamak için kıyameti kopardı, bir ara 10.900 gibi bir rakam görebildik o kadar. Boyu da aynı şekilde zorlu bir mücadele sonucu ölçülebildi. O nedenle tam olarak doğru olup olmadığını bilemiyorum ama 82cm çıktı. Bu şekilde kilosu %25'lerden %50'lere çıkmış. Boyu da aynı şekilde %75'lerde devam ediyor. Aşı olarak da 5'li karma yapıldı.
Yarın babamız gidiyor maalesef. Burada baba-kız çok iyi vakit geçirdiler gerçekten. Elif de daha bilinçlendiği için ayrılığı bu sefer daha fazla hissedebilir gibi geliyor. Ama biz de zaten 17'sinde döneceğiz evimize. Fazla bir zaman olmayacak.
İnternet cafeden yazdığım için şuanda resim koyamıyorum, bir ara laptopumu alıp çıkabilirsem resim eklerim.