29 Ağustos 2009 Cumartesi

İkinci Bebeğimiz Yolda

Daha önceki yazımda sizinle paylaşacak bazı şeylerim olduğunu söylemiştim. Elifçik artık büyüdü. Ona evde bir kardeş lazım diye düşündük. Ve Elif'in kardeşi kısmet olursa mart ortası gibi aramıza katılacak. Şimdilik daha çok küçük 3 ay bile olmadı. İkincilerde bazı şeyler daha bir farklı oluyor sanki. Hamile olduğumu bir türlü benmseyememiş olacağım ki, hiçbirşey olmamış gibi yaşantıma devam ettim. Aslında zaten böyle olmalı ama ben biraz abartıp, tatilde jetski, ardından hız teknesi ile dalgalı denizde tur atınca işler hiç de düşündüğümüz gibi gitmedi. Düşük tehlikesi geçirdim. İğneler oldum, hormon hapları kullandım ve sürekli istirahat yaptım 2 hafta boyunca. Hormon haplarına (progestan) hala devam ediyorum. Önümüzdeki hafta kontrole gidince doktorumun keseceğini ümit ediyorum. Şimdi herşeye biraz daha dikkat ediyorum. Fazla yormuyorum kendimi. En önemli olay da Elif. Artık onu ayaktayken kucağıma alamıyorum. Ama o da sağolsun öyle anlayışlı davranıyor ki, hiç beni kucağına al demiyor bana. Bazen yere birşey düşünce "anne sen eğilme, ben alırım, bebek var ya" demez mi... İşte öyle mutlu oluyorum ki öyle anlarda...
Elif'e hemen söyledik. Şimdilik anlıyor gibi gözüküyor, geliyor, öpüyor, seviyor. "Kardeşim doğunca ınga diyecek, altına bez bağlayacağım, gezdireceğim" gibi sözler söylüyor ama doğduktan sonra nasıl olur bilmiyorum. Şimdi o küçük dünyasında neler düşünüyor tam bilemiyorum.
Cinsiyeti henüz belli değil, bunun için 1 ay daha sabretmem gerekiyor.
Geçen hafta 1 haftalığına İstanbul'a gittik, ablamda kaldık. Elif, kuzeni Kaan ile bol bol oynama fırsatı buldu. Acayip eğlendiler. Hatta gideceğimiz günün sabahı Kaan çok keyifsizdi. Bizimkisi için hiç farketmiyor, nereye götürüsen oraya geliyor...:) İstanbul havası bana da iyi geldi. Hamilelikten olsa gerek, bazı duygu kargaşaları yaşıyorum. İsteksizlik, halsizlik, memnuniyetsizlik falan. Hafif bir depresyon geçiriyor gibiyim sanki...Oysa Erdek'in de öyle güzel zamanı ki...Deniz bir harika ama ağustos ayının başından beri içimden denize girmek gelmiyor. Nasıl birşey bu yaaa.....Geçecek inşallah. Evimize bir yerleşelim bakalım....

9 Ağustos 2009 Pazar

Tatilden Döndük

Sema teyzesinin aldığı bebeği çok sevdi

Bir haftalık bir moladan sonra yeniden Erdekteyiz. Sonunda resim de koyabildim.
Elif'in iştahı kuşadasındayken çok kötüydü neyse ki şimdi eskiye döndü. Ancak bu sefer de ben biraz rahatsız olduğum için evden çıkamıyorum, babamız da biraz tembellik yapıyor evde takılıyor. Bu sefer Elif azdıkça azdı...Sürekli koltukların tepelerinde, omuzlarda, birşeyleri karıştırmakta falan...Bu gece babası onu biraz lunaparka götürdü. Herhalde orada enerjisini biraz boşaltır. Yoksa bu gidişin sonu fena. Hiçbirimizin gücü yetmiyor onu durdurmaya.
Ben rahatsızım diyorum ama aklınıza açık büfelerden yiyip rahatsızlandığım gelmesin. Tam tersine evde olmadığı kadar sağlıklı beslenmeye çalıştım orada. Rahatsızlığımın sebebini başka bir yazımda anlatacağım. Paylaşacak bazı şeylerim var. Azıcık sabır.



3 Ağustos 2009 Pazartesi

Kuşadasında Tatil Keyfi

Sizlere Kuşadasın'dan yazıyorum. Apar topar bir tatil planı yapıldı ve kendimizi burada buluverdik. Hava güzel, deniz güzel...Keyfimiz yerinde...Bir de Elif yemek yese...
Buraya geldiğimizden beri sadece sabah kahvaltıları yapıyor, onun dışında yemek saatlerinde ağzına hiçbirşey koymuyor. İlk gün yol yorgunudur dedik fazla üzerine düşmedik ama 4 gün oldu değişen birşey yok. Çok can sıkıcı bir durum. Denizden de soğumaya başladı. Erdek'teyken de yavaş yavaş isteğini kaybetmişti. Burada artık kaçar oldu. Hem de denize girmek istemiyorum diye söylüyor. Çok zorlamak istemiyorum korkusu iyice yerleşmesin diye ama bu güzel denizden de faydalanmasını istiyorum doğrusu.
Burada akşamları mini disco yapıyorlar, küçüklü büyüklü çocuklar amfitiyatroda dans ediyorlar müzik eşliğinde. Elif'i de bir heves götürdük ama kesinlikle çocukların yanına gidip dans etmedi. Aslında canı istiyor anlıyorum ama illa ki bizi istiyor. Bu konuda oldukça çekingenmiş meğer. 3 gecedir hala aralarına karışmıyor, yan tarafta bireysel takılmayı tercih ediyor.
Babaannemiz burada bize oldukça yardımcı. Özellikle de akşamları Elif'i odasına alıp uyutması bizim için gerçekten çok rahat oldu. Böylece hem Elif vakitli uyumuş oluyor hem de biz eğlenmeye devam ediyoruz. Tabii eğleniyoruz derken aslında çok yorgun oluyoruz ama yine de geç saatlere kadar oturuluyor işte, sohbet muhabbet.