25 Temmuz 2012 Çarşamba

Az daha dişimizi kaybediyorduk

Dün canımızı sıkan bir olay yaşadık. Emre evde sandalyesini yerde sürterken halıya takıldı ve resmen takla attı. Kucağıma aldığımda ağzı kan içinde ağlıyordu. Dişinin sallandığını hemen gördüm ve elim ayağım o anda kesildi desem yeridir. Alt katta teyzemler oturuyordu, hemen onlara indim çocuğumun dişi gitti diye ağlıyorum. Birçok olayda soğukkanlı olan ben nedense bu olayda Emre'den fazla ağladım. Daha bu yaşta dişsiz kalacak diye acayip moralim bozuldu. Ön diş bu...Yemesini, konuşmasını hep etkileyecek çünkü. Aldım Bandırma diş hastanesine götürdüm. Neyse ki bir tanıdığımız vardı orada da hemen ilgilendi. Aslında durum benim korktuğum kadar vahim değilmiş meğer. O muayene ederken çok da aşırı derecede sallanmadığını gördük. Hemen düşmez dedi, ama yine de diş zarar görmüş ve morarabilir dedi. Apse yaparsa kötü olurmuş. Şimdi mümkün olduğunca yumuşak gıdalarla besleme çalışıyorum. Birşeyi ısırmasına müsade etmiyorum. Biberonla süt de vermeyi kestim. Biraz acısı oluyor zaman zaman. Ne kadar sürer bu şekilde bilmiyorum ama gittiği yere kadar gitsin işte.
Herkes fazla abarttığımı söylüyor. Ne de olsa süt dişi yerine yenisi gelecek ben de biliyorum ama benimkiler dişlerini geç çıkardıkları için muhtemelen yeni dişler geç çıkacak. Mesela Elif 5,5 yaşında ve hala dişi düşmedi. Şimdi düşünüyorum Emre daha 2.5 yaşına bile basmadı. Kaç yıl dişsiz gezecek düşüncesi beni çok üzdü. Bunu ancak yaşaya bilir herhalde diye düşünüyorum.

23 Temmuz 2012 Pazartesi

MEB'den ilkokula başlama yaşında yeni bir esneklik

Okula başlama yaşı rapor alınarak erteleniyor. Yani çocuğunuz için zihnen ve bedenen ilkokula başlamaya uygun değildir raporu alacaksınız ve bir sene erteleyeceksiniz. Şimdi bu karar beni çok rahatlatmadı doğrusu. Benim çocuğum şuanda okumayı sökmek üzereyken ben şimdi ona nasıl böyle bir rapor alırım?? Sonuçta bu raporu öğrenim hayatında hep dosyasında taşıyacak. Bence MEB, bu kararıyla iyice kafaları karıştı. Ya şu kararı toptan geri alsa da tüm anneler rahatlasa ne olur sanki? Henüz çok düşünmedim ama sanırım böyle bir rapor almam herhalde. Ama velilerin düşüncelerini de merak ediyorum doğrusu. Çoğunluk ne düşünüyor acaba?

18 Temmuz 2012 Çarşamba

Ege gezimiz ve yorgun savaşçılar

Temmuz başıydı tatile çıktık. 10 günlük kampımız vardı Özdere'de. Ancak odalarda klima yoktu ve çok sıcak olduğu için 4 gece dayanabildik ve ayrıldık. Oradan Yeni Foça'da bir arkadaşımıza uğradık. Çok keyifli bir gece geçirdikten sonra da Ayvalık tarafına doğru yola devam ettik. Cunda'da kalmaya karar verdik. Cundanın tam da içinde güzel temiz bir pansiyonda kaldık. Ama bebek arabası ile Cunda sokaklarında gezmek çok zor oldu. Bir de Cunda çok kalabalıktı ve Emreyi o kalabalıkta kaybetmemek için oldukça yoğun bir çaba sarfettik. En sonunda Cunda'da bir gece daha kalamayacağımıza karar verdik. Ve yorgun argın Erdek'e döndük. Evim evim canım evim...

Babamız p.tesi günü mesaiye başladığı gibi şehirdışına gitti. maalesef. Şimdi kaldık bir başımıza. Neyse ki anneannemiz ve babaannemiz her konuda yardımıma koşuyor.

Kavurucu sıcaklar biraz azaldı gibi. Dünden beri poyraz sert esmeye başladı. Deniz de soğudu ama çok da temiz. Şimdi bu püfür püfür havada hem iş hem tatil yapıyorum.



Özdere'de

Urla'da 


Cunda

Cunda

4 Temmuz 2012 Çarşamba

Erdekteyiz

Çok şükür ki tuvalet eğitimimizi başarıyla geçtik. İlk başlarda ne yalan söyliyim biraz ümitsizdim ama sonra birden bire hızlandı ve şimdi gayet iyi durumdayız. Bir tek "çiş" kelimesini söylememekte ısrar ediyor. Çişi de gelse kakası da gelse "kaka" demeyi tercih ediyor şimdilik. Olsun buna da şükür. Erkek çocukların rahat oluyor diyorlardı da gerçekten doğruymuş. Dışarıda gezerken tuvaleti geldiğinde hemen bir pet şişe tutuyorum işimiz bitiyor.

22 Hazirandan beri yazlığa geldik, Erdek'e. Tabii burada işleri yürütmek hiç kolay olmuyor. Bakıcı bulamadık henüz. Bulabilecek miyim ondan da emin değilim. Artık babamız ve babaannemizin destekleriyle birşeyler yapmaya çalışıyorum. Burada zaman acayip hızlı geçiyor.

Denize de şöyle gönlümüzce fazla giremedik doğrusu. Bu sene poyraz çok uzun sürdü. Gerçi poyraz esince deniz de çok temiz oluyor ama çocuklar için de biraz soğuk aynı zamanda. Bugünden itibaren ısınacağı söyleniyor. Zaten lodos başladı. Lodos olunca buranın denizine hiç girilmiyor. Civardaki köylere gitmeyi tercih ediyoruz. Cuma günü de inşallah İzmir tarafına tatile gidiyoruz. Babaannemiz bu sene bizimle olamayacak maalesef. Artık iki çocukla tatil yapılır mı sorusuna cevap arayacağız.

Emre burada iyice hareketlendi. Bu sene geçen seneye göre biraz daha rahat ederiz sanırken bu sene de gayet zor geçiyor. Alıp başını gidiyor. Arkasından gelen var mı yok mu umru değil. Bir de iki yaş sendromlarımız başladı. Nasıl bir inatçılık!! Birşeyi kafasına koydu mu onu ikna etmek mümkün olmuyor. Sokak ortası ya da ev hiç farketmez heryerde ağlama krizleri ile uğraşıyoruz. Ağlama krizi konusunda birdi iki oldular :)

Elif de bu sene kolluksuz yüzme çalışmaları yapıyor. Bu işi bu sene başaracak gibi. Ama kolluksuz olunca da gözünü hiç ayıramıyorsun. Yorgunluğu, zorlukları bir yana yine de burada çocuklar çok gelişiyorlar ve en önemlisi çok eğleniyorlar.