30 Eylül 2010 Perşembe

Evden Çalışıyorum, Mutluyum, Huzurluyum



Çalışmaya alışmış bir insana evde kalmak çok zor gelir. Ben Elif doğana kadar insan kaynakları alanında çalıştım. O zamanlar eşimin tayini dolayısıyla Diyarbakırdaydık. Yine de oranın en büyük ihracat firmalarından birinde görev yapıyordum. Kızım doğunca onu uzak memlekette bakıcıya emanet etmek istemedim ve işimden ayrıldım. Tabii evde oturmak bana göre değildi. Blog yazmaya o zamanlar başladım. Kızım 1.5 yaşına gelince karşıma çok güzel bir iş teklifi çıktı. Aslında tayinimizin dolmasına 1 sene kalmıştı ama ben ev hanımı olmaktan sıkılmış ve çocuk bakmaktan da bunalmış vaziyetteydim. Ve özel eğitim merkezinde yarı zamanlı psikolog olarak çalışmaya başladım. Bu iş yarı zamanlı olmasından dolayı bana çok iyi geldi. Hem kızımı çok ihmal etmiyordum hem de biraz evden ve kızımdan uzak kalıp onu özlüyordum. Bunu sevmiştim. Derya ablamızı da bu sayede tanımıştık ve çok sevmiştik, tayinimizin çıkışı her üçümüz için de zor olmuştu. Bandırma'ya gelir gelmez ikinci bebeğime hamile kalınca hiç iş aramaya kalkışmadım. Aynı kızım gibi oğlumu da biraz ortaya çıkıncaya kadar kendim büyütmeye karar verdim. Bu arada bloğumu yazmaya devam ediyor ve gün geçtikçe izleyicilerim artıyordu. Ama evde kalmak bana göre değil ya bir tane daha blog açtım, Annelere Özel. Bu bloğum daha profesyonel yazılar içeriyor. Blog yazmasına yazıyorum ama benim asıl gönlümden geçen evden iş yapmaktı. İnternet üzerinden kazanç sağlamaktı. Hayat zor, ikinci bebeğimizi bekliyoruz, batıdayız ve tek maaşız. Birşeyler yapmam lazımdı. Derken karşıma yine bir fırsat çıktı. Sanal Mağaza....Evet herşey o kadar kolaydı ki...Aslında biz bu işe girerken ortada herhangi bir mağaza falan yoktu herşey sadece bir proje idi. O nedenle çok uygun fiyatla bir sanal mağaza sahibi oldum. Ben sadece alan adımı aldım, gerisini onlar hallettiler. Bana hazır kurulmuş, pos sistemi hazır, şuan için halihazırda 10binden fazla ürünü olan, faturası, tedarikçisi, kargosu ile uğraşmadığım bir entegre sanal mağaza verdiler. Alışveriş Cambazı...Benim tek yapmam gereken siteme ziyaretçi çekmek ve satış yapmak...Bu tam da bana göre bir işti. İki çocuk annesi olarak günümün nasıl yoğun geçtiğini tahmin edersiniz. Bana bütün gün bilgisayar başında oturabileceğim bir iş uygun olmazdı. Şimdi günde sadece oğlumun uyduğu zamanlarda birkaç saatimi ayırarak evimden iş yapıyorum. Kendi mağazamın pazarlamasını yapıyorum. Bu blogda da bu kadarcık reklam yapmam da doğal değil mi?

Neler mi var? Bilgisayar, cep telefonu, bebek giyim ve gereçleri, ekolojik temizlik ürünleri, iç giyim, ev gereçleri, zayıflama ürünleri, cilt ve saç bakım ürünleri ve daha pek çok kategori. Her geçen gün de eklenmeye devam ediyor. Sitemin güvenliğinden de hiç süpheniz olmasın. Bizde herşey şeffaf. Tıklayın görün

Aslında benim demek istediğim eğer evhanımı iseniz ve evden iş yapmak gibi bir düşünceniz varsa bu işi siz de düşünün derim. Çok az bir maliyetle benim sanal mağazam gibi bir sanal mağaza sahibi olmak istemez misiniz? Eğer ben bu işle ilgileniyorum diyorsanız bana bilgi@alisveriscambazi.com adresinden ulaşabilirsiniz. Size çok daha detaylı bilgi verebilirim. Kendiniz araştırmak isterseniz de www.justandfast.com adresini ziyaret edebilirsiniz.

Çok yakında bazı kampanyalarla karşınızda olacağım. Siz değerli okuyucularımın desteklerini bekliyorum. Beni takip edin :)

27 Eylül 2010 Pazartesi

Tarhana Çorbasını Çok Sevdik

İkinci çocuk gerçekten de çok daha rahat büyüyor. Elif'te çok titizlikle davrandığım birçok konuda şimdi biraz daha rahat olabildiğimi görüyorum. Daha deneyimli olmanın getirdiği soğukkanlılık, olgunluk ve öngörü...Annelik içgüdüsüne de çok inanırım.
Doktorumuz 6. ayda bize sebze çorbası, meyve püresi, yoğurt ve mamaya başlatmıştı. Sebze çorbasına patates, havuç ve pirinç ile başladık. Sonra kırmızı mercimek, bulgur ve irmik ilave etmemizi söyledi. Ben ilk patates, havuç ve pirinç yaptım. Ancak benim oğlumun zaten kabızlık sorunu var ve bu verdiklerimin hepsi kabızlığını pekiştirici şeyler. Bir sonrakine kabak koydum sonra doktorun dediğine göre devam ettim. Yalnız dün bir değişiklik yaptım. Tarhana çorbası verdim. Hem de domatesli. Domates konusunda biraz çekindim ilk başta acaba allerji yapar mı diye. Sonra domatessiz tarhana çorbasının da birşeye benzemeyeceğine karar verdim ve domates de koydum. Emre nasıl da iştahla yedi görmeliydiniz. Sebze çorbasını ne maymunluklar yaparak yedirirken bunu nasıl bitirdiğini anlamadım bile. Elif de aynı şekilde çok severdi hatta Elif ek gıdalara çok zor geçmişti, 7.5 aylıkken tarhana çorbasını içmişti ilk kez. İki gün tarhanadan sonra yarın yine sebze çorbası yaparım, sonra yine tarhana...değişiklik olur işte.
Meyvelerden armudu ve şeftaliyi çok seviyor. Elma yerken çok zorlanıyor. Suyunu içiyor sonra elmanın rendesi ağzından posa gibi kalıyor, onu yutmakta çok zorlanıyor. O nedenle de pek keyif almıyor. Şimdilik elma, armut, şeftali ve muz veriyorum.
Yoğurt konusunda çok denedim, denedim ama maalesef artık pes ettim. Olmuyor işte, sütlerden mi yoğurttan mı bilmiyorum tutmuyor.... Ben de şimdi bazen Sütaş'ın bebek yoğurdundan bazen de bizim yediğimiz yoğurttan veriyorum artık. Çok üzgünüm ama gerçekten çok denedim...
Neyse ki domateslerimiz var bu sene bol bol. Hem babaannemiz hem de anneannemiz bol bol yaptılar. Geçen senelerde sadece ben yapıyordum ancak 2 kavanoz çıkarabiliyordum. Bu sene sanırım 11 kavanoz kadar var. :)) Çok mutluyum...Domatesi nasıl yaptığımı merak edenler varsa hemen anlatayım. Çok iyi yıkadıktan sonra kabuklarıyla blenderdan iyice geçiriyorum. Tencereye koyup 20-30 dakika kadar kaynatıyorum, biraz tuz atıyorum (tuz bakteri barındırmaması açısından çok önemli). Altını kapatır kapatmaz daha kaynarken hemen kavanozlara dolduruyorum, kapağını sıkıca kapatıp ters çeviriyorum. Soğuyana kadar 1 gün kadar öyle bekliyor. Bu haliyle buzdolabında saklamanıza gerek yok, ışık almasın yeter. Ancak kullanmaya başlayınca, açınca muhakkak buzdolabına girmeli. İşte bu kadar...Ben öyle pek marifetli bir anne değilim bu konularda kendimce birşeyler yapmaya çalışıyorum sadece. Çocuklarım için sağlıklı olması çok önemli.
Haftasonu Erdek'e gittik yine, ama bu sefer hava o kadar güzeldi ki, pazar günü dayanamadık denize girdik. Elif'de nezle ve öksürük olduğu için onu denize sokmadık ama güneşten faydalandırdık. Ancak deniz akvaryum gibiydi desem abartı olmaz, kimsecikler de yoktu...Sonra biz çıktık hava bir lodos yaptı, o güzelim deniz gitti acayip dalga başladı ve çok kirlendi. Neyse ki çok güzel bir denizde kapanış yapmış olduk. Herhalde bir daha giremeyiz diye düşünüyorum. Seneye inşallah...

19 Eylül 2010 Pazar

Emzirme Reformunu Destekliyorum

Biraz geç haberim oldu...Sevgili Blogcu Anne bir kampanya başlatmış ne zaman önce. "İlk 6 ay sadece anne sütü". Bunu zaten herkes biliyor dediğinizi duyar gibiyim. Ancak veriler gösteriyor ki,, biz herkesin bildiğini düşünüyoruz ama hala bilmeyen ya da bilip de uygulamayan veya uygulayamayan birçok anne var. Özellikle de çalışan anneler için durum hiç de kolay olmuyor. Siz en iyisi Emzirme Reformu Manifestosunu okuyun ve ne demek istediğimi daha iyi anlayın. Eğer destek vermek isterseniz de yandaki logoyu bloğunuza yapıştırın ve link verin ya da manifestoyu email yolu ile arkadaşlarınıza gönderin.
Ben bu çalışmayı başlatan ve destekleyen herkese çok teşekkür ediyorum.

17 Eylül 2010 Cuma

Kitap Kampanyası



Prof. Dr. Sabiha Paktuna Keskin'i herhalde birçok anne biliyordur. Biraz önce haberdar olduğum bir haberi sizinle paylaşmak istedim. Sabiha Hanımın "Çocuğunuzu Yeteneğini Keşfedin" adlı kitabı 3-5 yaş arası çocuğu olan ebeveynlere ücretsiz olarak dağıtılıyor. Tek yapmanız gereken aşağıdaki linke tıklayark formu doldurmak, siz sadece kargo ücretini ödüyorsunuz o kadar.

Bu haberi sizinle paylaşmamın sebebi ben birkaç ay önce almıştım bu kitabı hem de yanılmıyorsam 22tl ödeyerek. Ama gerçekten çok iyi hazırlanmış bir kitap olduğunu düşünüyorum. O nedenle ileride oğluma uygulayabilmek için bir tane sipariş verdim. İçeriği çocuğunuza uygulayacağınız testlerden oluşuyor. Yani öyle okuma kitabı değil. Oldukça uzun bir zaman ayırarak sabırla ama çocuğunuzu da sıkmadan çocuğunuza testi uygulatmanız gerekiyor.

Tüm annelere tavsiye ediyorum.


16 Eylül 2010 Perşembe

Ek Gıdalara Başladık


Bayram öncesinden beri oldukça yoğun bir tempoda koşturup duruyorum. Bayramda tüm aile Erdek'te toplandık. Ablam, kuzenlerim, arkadaşlarım vs..Çoluk çocuk, kalabalıktık ama hava da çok güzel olduğu için çok güzeldi. Gerçi babamızın bayram öncesinde başlayana faranjiti bayramda da geçmeyince onun için çok da keyifli geçemedi. Bayram dönüşünde ise babamızı Ankara'ya uğurladık. Ama bu sefer iki çocukla tek başıma gerçekten çok zorlandım. Elif her ne kadar gündüzleri kreşte de olsa, Emre artık o kadar hareketlendi ki, oturmaktan ve tek başına kalmaktan hiç hoşlanmıyor. O nedenle o uyanıkken hiçbir iş yapamıyorum.

Bizim çocuklar
Bayram öncesinde 6. ay kontrolümüze gitmiştik. Emre'nin biraz kilo vermiş olduğunu gördük çok üzüldüm. Doktor d-vit yerine supravit verdi bir ölçek. Bir de dişleri için d-flor. Bilmiyorum flor çok gerekli mi? Elif'de hiç kullanmamıştım. Meyve pürelerine bir süredir başlamıştık, artık ikindide yarım kahve fincanı kadar yoğurt veriyorum, bir de gece yatmadan önce sütlü pirinçli mama. Yarın da artık sebze çorbasına başlayacağım. Üzüldüğüm , iki seferdir evde yoğurt yapmaya çalışıyorum ama olmuyor nedense. Bugün yine denedim şansımı bu sefer biraz daha sıcakken mayaladım ama bilmiyorum artık.







Geçenlerde internetten yukarıda gördüğünüz meyve emziğini aldım. Filenin içine meyveyi koyuyorsunuz, bebeğiniz onu emiyor, ısırıyor. File meyvelerin çıkamaycağı kadar sık merak etmeyin. Böylece hem meyveleri güvenle eline verebiliyorsunuz, bebeğiniz hem dişlerini kaşıyor hem de oyalanıyor.


Bu sabah aşıya gittik. Dün Hepatit B aşısını yaptırmıştım, bugün de karma ve pnömokok yapıldı. Şimdi bir süre aşımız yok artık...

Emre bayram öncesinden beri artık desteksiz rahatlıkla oturabiliyor. Tabii zaman zaman dengesini kaybettiği oluyor o nedenle ben yanlarına yine yastık koyuyorum ki başını çarpmasın. Bir de artık sürüne sürüne istediği yere gidiyor. Özellikle de halının dışına çıkıp da parkeye geldiğinde rahatlıkla kayabiliyor, tutabilene aşk olsun :)




Elif ise okula gidip geliyor. Dün biraz sorunumuz oldu. Aslında evden çıktık herşey yolunda, okula girdi, terliklerini giydi beni öptü gitti. Sonra birden yanıbaşımda bacağıma yapışmış buldum. Ne olduğunu tam olarak anlayamasam da sanırım bütün çocukların mutfakta kalabalık bir şekilde olması onu tedirgin etti, çekindi diye düşünüyorum. Ama ne inat, ne dediysem ikna edemedim, giydi ayakkabılarını çıktı dışarıya. Sonra eve geldik, ben onunla sürekli konuşuyorum falan, en sonunda matarası okulda kaldı diye çok ağladı ben de almak istiyorsa okula devam etmesi gerektiğini, hala bir şansı olduğunu söyledim. Saat 10 gibi tekrardan gittik okula. Arada sırada bunları yaşamamız normal. Elif çok sosyal, girgin bir çocuk gibi görünse de kalabalık ve bilmediği ortamlarda çok çekingen oluyor. Bir de yaramaz çocukların olduğu ortamlardan hiç hoşlanmıyor. Umarım zamanla bu konuda kendini geliştirebilir.