23 Şubat 2012 Perşembe

Saçlarımız Gitti


Yazmak geliyor sürekli içimden ama son günlerde yine bir uyuşukluk çöktü üzerime. İş yapmak üzere geçirdiğim vakitler dışında bilgisayara girmek gelmiyor içimden. Kışın depresyonuna mı girdim ne?? Aslında soğuğu yerinde olsa da havaların açması ve güneşin aydınlığı kışı yavaş yavaş geride bıraktığımızın sinyallerini veriyor gibi.

Hava şartlarından ve hastalıklardan dolayı ocak ayının sonundan beri yaptığımız İstanbul'a gitme planlarımız hep suya düştü. Elif'in doğumgününü orada kuzenleriyle kutlamasın arzu ediyorduk. Bu sene kış çok sert geçti, böyle oldu. Eğer bir aksilik çıkmazsa bu hafta babamız geçen seneden kalan izinlerini kullanmak amacıyla bir haftalığına gitmeyi planlıyoruz. Eğer gidebilirsek artık Emre'nin doğumgününü kutlarız. Neye niyet neye kısmet..

Kreşte kutladığımız doğumgünü


Tülin öğretmenimiz


Bugün Elif ateşli, sabah ölçtüğümde 38 civarındaydı. Üşüttü herhalde. Midesi de bulanıyormuş. Şimdi uyuyor, ateş düşürücü vermediğim halde ateşi biraz düşmüş gibiydi. Umarım yükselmez. Bugün de okulda en sevdiği arkadaşının doğumgünü vardı, ona katılmayı çok istiyordu. Şanssızlık işte.

Geçen haftasonu Emre'yi berbere götürdük. İlk berber deneyimimiz hiç de düşündüğüm gibi korkunç geçmedi. Evde saçını bile taratmayan Emre, berberde babasının kucağında kuzu oldu. Biraz da hüzün çöktü herhalde, saçlar gitti diye :) İçim acımadı değil, o bukleler geri gelmez ama çok da yakıştı. Yüzü gözü açıldı. En önemlisi erkek çocuğuna benzedi. Bir de bebeklik havası gitti, çocuk havası geldi. O gün ilk kez oğlumun büyüdüğü gerçeği ile karşı karşıya kaldım. Bir yandan istemiyorum hep böyle masum, hep böyle melek gibi kalsın. Bir yandan da çok istiyorum, artık laftan anlasın, okula başlasın falan. Ama zaman zaten benim ne istediğime bakmıyor ki...Ben de bol bol öpüyorum ve kokluyorum onu.

böyleydi


böyle oldu

Joker'den aldığımız buzdolabı magneti yapım seti. Çok eğlenceli ve çok eğitici. Alçıyı hazırlayıp kalıplara döküyorsunuz, kuruyunca çıkarıp boyuyorsunuz ve magnetini yapıştırıp buzdolabına koyuyorsunuz. Elif'in çok hoşuna gitti.


içinden çıkan malzemeler


sonuç

8 Şubat 2012 Çarşamba

Annelerin Bir Tanesi


Cumartesi günü kapım çalındı ve sürpriz bir paket geldi. Pınar Pratik Anneler klübünden sürpriz hediyelerle dolu bir kutu. Blog yazarı bir anne olarak Pınar Pratik Anneler Klübü beni Annelerin Bir Tanesi ödülüne layık görmüş. Sağolsun :)

İki çocuklu bir anne ve bir blog yazarı olarak bana motive edici övgü dolu bir de mektup yazmışlar.

Kutudan neler mi çıktı?

Oscar ödülüm :) Onu hemen vitrinime koydum


Yumurta zamanlayıcı...Çok harika..İlk defa bugün denedim, çok kullanışlı. Ben ki yoğunluktan yumurtaların ne zaman kaynadığını bile fakedemiyorum genellikle. Şans eseri ya kayısı çıkıyor ya da çok sulu....Ama artık işim şansa kalmadı. Bu zamanlayıcı renk değiştirerek yumurtaların istediğim kıvama geldiğini görmemi sağlıyor.

(Fotoğrafın orjinali yatay duruyor ama ne yaptıysam burada düzeltmeyi başaramadım, kusura bakmayın)

Bir çift fırın eldiveni..Nasıl da ihtiyacım vardı. Evimdeki çok inceydi, kullanışlı değildi. Bunlar öyle kalın ki...

Çırpıcı...Henüz kullanma fırsatı bulamadım ama gördüğüm kadarıyla pratik bir alet.

Hem Pınar Pratik Anneler'e hem de bu organizasyona aracılık eden Alafortanfoni'ye çok teşekkürler.


1 Şubat 2012 Çarşamba

Seni Özlüyoruz


Çocukluk belki biraz fazla olur ama gençlik yıllarım Barış Manço ile geçmiştir. Onun şarkılarını dinlemekle geçerdi çoğu zamanım. Gülpembe, Alla Beni Pulla Beni ve Anlıyorsun değil mi? özellikle bu şarkıların yeri bir başkadır bende. Şimdi onun bütün şarkılarını dinlediğimde günümüzdeki "garip" müzik anlayışından sonra daha da anlamlı geliyor. Ölüm haberini üniversiteydeken McDonalds'ta yemek yerken almıştım. (Zaten o zamandan beri de oraya pek takılmıyorum) Dün gibi aklımda. Ertesi sabah Moda'daki evine gitmiştim, hava soğuktu ama o sokak o kadar kalabalıktı ki..Sonra Leventteki cami...Orada cenazesini bile görmemiştim kalabalıktan. Mezarlığa da gitmek istiyordum ancak aracımız yoktu, mezarlık da öyle ters bir yerdeydi ki..Maalesef oraya kadar eşlik edemedim kendisine, sanki onu yarı yolda bırakmış gibi hissetmiştim...Büyük bir kayıptı, günümüzde pek rastlayamayacağımız cinsten renkli bir kişiliği vardı. Şimdi onu, ölümünün 13. yılında şarkılarını dinleyerek anıyorum. Ve ne mutlu bana ki çocuklarım da onun şarkılarıyla büyüyor.