28 Haziran 2007 Perşembe

5. Ay Muayenesi

Merhaba,

Dün nihayet 5. ay kontrolüne gittik. Herşey yolunda ama kilosu biraz sınırın altında kalmış. Bu nedenle ek besinlere geçecekmişiz. Normal şartlarda 6. ayda geçilmesi gerekiyor ancak bir-iki ay erken de geçilebilirmiş. Bir arkadaşım erken başlamasının iyi olacağını, inşallah 6. ayda hapur hupur götüreceğini söylüyor. Umarım dediğin gibi olur Gayecim.

5. ay için doktor bize yoğurt, meyve suyu, tahıllı mamalar verdi. İlk başlangıçta sadece tek bir gıda ile başlamak gerekirmiş. Ben meyveli pirinçli mama ile başlamayı düşünüyorum. İlk 3-4 gün sadece mama ve anne sütü deneyeceğim. Eğer allerji ya da başka yan etkiler göstermezse yavaş yavaş yoğurt ve meyve suyuna geçeceğim. Tabii bunları da hep yalnız vereceğim. İlk başta 1 tatlı kaşığı ile başlayıp, daha sonra yavaş yavaş arttıracağız. Eğer reddederse zorlamak yokmuş. Ertesi gün yeniden deneyeceğiz. Üst üste redderse başka bir gıdayı vereceğiz. Bebekleri ilk beslenmelerinde zorlamak ileride beslenme ile ilgili çok büyük sıkıntılara sebep olurmuş.

Buarada vitamininin yanına bir de demir ilacı eklendi. Bu ay itibari ile artık demir eksikliği görülebilirmiş. O yüzden hiç aksatmadan vermek gerekiyor. Yalnız doktorun dediğine göre tadı pek hoş değilmiş, biraz zorlanabilirsiniz dedi. Ancak yazılardan okuduğum kadarıyla mesela bebek meyve suyunu içerse, içine karıştırılabilirmiş.

İlk deneyimimizi bu akşam yaşayacağız. Umarım çok zor olmaz. Ama yine de çok sabırlı olmak gerekecek. Dün apar topar yumuşak üçlu kaşık almak için çarşıya gittik, ama ne zor şeymiş kaşık bulmak Diyarbakır'da. En sonunda chicconun ürünlerini satan bir mağaza var burada, Tillo bebe diye oradan epeycene kazıklanarak Nuby'nin silikon kaçıklarından aldık.

C.tesi günü pnömokok aşısını yaptırmaya götüreceğiz. 4 doz olarak yapılan bu aşının 2. dozunu vurduracağız. Pnömokok aşısı zatüree için yapılan bir aşı.

Bir sonraki yazımda ilk beslenmesi ile ilgili yaşadıklarımızı yazacağım sizlere.

23 Haziran 2007 Cumartesi

Sıcaklar Başladı


Merhaba,

Batıda da başlamış olduğu gibi burada da sıcaklar fena bastırdı. İşin kötü yanı burada sıcak bir geldi mi, bir daha gitmiyor. Klimanın bebekler için sağlıklı olmadığını biliyorum ancak başka çaremiz yok. Yoksa buhar olup uçacak...

Diş sıkıntısından bahsetmiştim sizlere. Hala devam ediyor ama henüz gelen giden birşey yok. Doktorumuz rahatlatıcı bir krem önerdi, ismi dentinex jel, bir de yanlış hatırlamıyorsam kaljel diye bir jel varmış herhalde. Onun dışında buzdolabında duran sulu diş kaşıyıcıları var. Onları veriyorum rahatlasın diye.

Kabızlık sorunumuz bu hafta geçti gibi. Şimdi saati belli olmasa da hergün yapıyor artık. Geçtiğimiz zamanlarda sıkıntılarından biri de kabızlık olabilir.

Sivrisineklerle başımız dertte. Geçen sizlere göndermiş olduğum resimlere bakıp hepiniz yüzündekileri sordunuz. Maalesef sinek ısırığı. Şimdi artık likit sivrisinek kovucu kullanıyorum odasında. Uzatma kordonuyla Eliften mümkün olduğunca uzak tutmaya çalışıyorum. Dışarı çıktığımızda sinekliği var ancak öyle eskisi gibi arabada durup bize bakmadığı için kucağımıza alıyoruz ve o arada da hemen yiyiveriyorlar kızımı. Bugün e-bebek 'dan sinek kovucu sipariş ettim. Benim bildiğim bir chicco'nun bir de dalin'in bebek için özel üretilmiş kovucuları var. Ben Chicco'nun spreyini aldım. Sürmek daha kolay olsun diye. Umarım işe yarar.

Görseniz artık o kadar harketli ki.. Altını değiştirirken özellikle neredeyse kalkıp gidecek. Sürekli bir o yana bir bu yana. Bacaklar zaten hiç durmuyor. Yattığı yerde sallayıp duruyor. O kadar bacak hareketini ben yapıyor olsaydım göbek falan kalmazdı herhalde.

Artık çok daha sık yüksek sesle gülmeye başladı. Keyifli olduğu zamanları görmelisiniz. Tüm çekilen sıkıntılara bedel.

13 Haziran 2007 Çarşamba

Elif 4.5 Aylık


Merhaba, 3. ay kontrolünden beridir sizlere yazamadım. Gerçi bu dönemde de birçoğunuz Elif’i canlı canlı görme imkanı uldu. Okumaktan daha iyi değil mi?

1 Hazirandan beri Diyarbakır’dayız. Havalar ısındı, 33 derecelerde geziyor, ama yine de evler dayanılmayacak kadar sıcak değil henüz. Gerçi haftasonu 37 derece olacakmış. Elif hanım hergeçen gün büymeye devam ediyor. Kilosu herhalde 7’e doğru gidiyordur.


Artık dönmelere başladı. Sırtüstüyken biranda bakıyorsun yüzükoyun oluvermiş. Ama henüz yüzükoyunken sırtüstü olamıyor maalesef. Yüzükoyun dönünce o şekilde kalıveriyor ve başlıyor ağlamaya Akıllanmıyor da illa ki dönemeye ve sonra da ağlamaya devam ediyor.


Bazen kendi kendine uyuyabiliyor. Dönencesini açıyorum ona baka baka daldığı zamanlar oluyor. Ama bu süreç biraz uzun sürüyor tabii…Emziği düşüyor emziğini takıyorum, yuvarlanıyor, doğrulamıyor falan filan…Buarada yatağın içinde saat gibi dönüyor. Bir bakıyorum 3’ü gösteriyor bir bakıyorum 6’yı. Öyle öyle keyif de yapıyor bir yandan. Sonra bir bakıyorum 9’u gösterirken uyuyakalmış.

İstanbul’dayken zaten kavraması çoktan başlamıştı. Şimdi artık kucağımızdayken her şeye atlıyor. Su şişesi çok ilgisini çekiyor. Onunla uzun süre oyalanabiliyor. Telefonda eğer kucağımdaysa kordonu tutuveriyor, ya da telefona uzanmaya kalkıyor.

Yeni yeni sesler çıkarmaya da başladı. Bubu falan diyor. Bir de edepsiz bir bağırışı var ki sormayın. Özellikle şımardığı zaman öyle bağırıyor.

En sıkıntı duyduğum konu yüzükoyun yattığında tembellik yapmasıydı. Neyse ki İstanbul’da başlamıştı kafasını kaldırmaya. Şimdi artık önüne oyuncak koyuyorum o şekilde oynayabiliyor. Göğsünü de kaldırabiliyor, ellerinden yardım alarak.

Gündüzleri kısa ama sık sık uyuyor. Bu beni oldukça rahatlatıyor. Bazen daldırıp 2 saat bile uyuduğu oluyor akşamüstleri. Yani anlayacağınız yine yoruluyorum ama eskisinden biraz daha rahatım.

Bu arada ben de artık spora başladım. Şimdilik sabahları fırsat buldum, yürüyüş yapıyorum. Daha sıcaklar başladığında, Murat’ın evde olduğu akşamları Elifi uyutup, gece yürüyüş yapmayı planlıyorum. Yürüyüşün aslında sporun yanında ruhumu da dinlendirdiğini fark ettim.

Ay sonunda doktor muayenesinden sonra yeniden görüşmek üzere…