29 Temmuz 2008 Salı

Elif'ten Fotoğraflar

Aylin'in doğumgününden

Aylin ile Elif çok iyi anlaşıyorlar


27 Temmuz 2008 Pazar

Elif Konuşuyor



Elif artık cümle kurmalara başladı. Aslında ne zamandır söylüyordu iki kelimeli cümleleri ama çok nadirdi. Şimdi artık sürekli kullanıyor. Anne uyuyor, baba çıkıyor, baba uçuyor, bebek uyuyor, bebek oynuyor vs. Dili çözüldükçe çözülüyor.


İştahımız hala tam olarak geri gelmedi. O nedenle sıcaklar başladığından beri, iştahı da iyi olduğu için vermeyi kestiğimiz vitamini yeniden vermeye başladım.


Dün kuzenimin doğumgünüydü. Haftasonu için buraya gelmişti o nedenle evde onun için bir kutlama yaptık. Elif'in de çok uykusu gelmişti ama pastayı görebilmek için sabretti. Teyzemler, annemler ve biz çok keyifli bir gece geçirdik. Ayrıca dün 10 gündür burada olan Sema teyzeleri uğurladık. Bugün de kuzenim Aylin gitti. Herkes yerli yerinde şimdi.


Bugün babam, eniştem ve eşimle birlikte tekneyle balığa çıkacağız. Bakalım Elif'in kısmetine ne düşecek :)

23 Temmuz 2008 Çarşamba

Elif'in Erdek Maceraları



Blog işi garip birşeymiş gerçekten, burada bloğumu maalesef çok ihmal etmek zorunda kaldım ve yazmayı çok özlediğimi farkettim. Günlerimizin nasıl geçtiğinden biraz bahsedeyim. 11 temmuz gecesi babamız geldi ve onunla birlikte hepimizin de keyfi yerine geldi tabii ki. Sabahları bazen evde, bazen dışarıda ama öğleden sonraları muhakkak denizde geçiyor. Elif öğle uykusundan uyandığında yaklaşık 4-5 gibi gidiyoruz denize. Akşam neredeyse güneş batana kadar kalıyoruz. Gelince de banyo, yemek derken zaten bizimkisinin uykusu gelmiş oluyor.




Uyku meselesinde bir düzen tutturduk gibi. Artık sütünü içip kendi yatağında uyuyabiliyor. Babamız gelmeden önce hiç zorluk çıkartmadan, hiç ağlamadan uyuyordu ama nedense babamız geldiğinden beri biraz direnç göstermeye başladı. Ama yine de ayakta sallamayı tamamen bıraktık. En kötü ihtimalle babası ona kitap okuyor o da zaten uykusu geldiği için biraz sonra sızıp kalıyor.


En son yazımda iki azı dişimizin çıktığından bahsetmiştim. Şimdi de alttan iki azı dişimiz daha geldi. Çok sıkıntılı geçmiyor ama iştahımız biraz kapanıyor. Biraz da hırçın oluyor. Buaralar özellikle mama sandalyesindeyken önüne koyulan yemekleri ya da ağzındakileri çıkarıp yere atma huyu başladı. Öyle yaptığı zmanlarda yemek vermeyi kesiyoruz. Ceza verdiğimizi zannediyoruz ama o zaten yemek yemekten kurtulmaya dünden hazır bir halde.



Özgürlüğüne pek düşkün oldu. Bir yere gittiğimiz zaman oturmak ne mümkün!!! Alıyor başını gidiyor bizimkisi, biz de nöbetleşe arkasından. Ablalara, abilere bayılıyor. Kendinden küçüklere hiç yüz vermiyor. Yabancılardan ilk aşamada çekiniyor ama ısınması fazla zaman almıyor.



Önümüzdeki günlerde 18. ay muayenesine gideceğiz. Artık Bandırma'da Kızılay'a götüreceğiz herhalde. Burada bildiğimiz iyi bir çocuk doktoru yok şimdilik. Bu ayki muayenesinde beşli karma aşısı da yapılacak.

1 Temmuz 2008 Salı

Erdek'e Geldik



Yaz tatili süresince maalesef daha az yazabiliyorum. Aslında Erdek'e gelmeden bir gün önce babam bilgisayar aldı ama yazlık evimizde internet bağlantısı olmadığı için öyle ha deyince girilemiyor. Çay bahçelerine gitmem gerekiyor ki, bu da ancak Elif uyuduğu zamanlarda mümkün. Ben de o zamanlarda genelde evde uyumayı tercih ediyorum. Burası beni çok yoruyor. Geçen sene de aynı sorunu yaşamıştım. Buradaki ev çok sıcak oluyor, sürekli dışarı çıkmak, merdivensiz bir apartmanın 5.katında oturmak ve deniz, güneş falan derken pestil gibi oluyorum. Tabii Elif'i daha saymıyorum. Ona birazdan geleceğim.


Ağva'daki motelimizden

Ağva'da deniz çok güzeldi

Önce Ağva tatilimizden bahsedeyim. 2 günlük kısa ama çok keyifli bir tatil oldu. Kaldığımız motel, Par Mandalin de çok şirin bir yerdi. Haftaiçi olduğu için kalabalık da değildi. Dere kenarında çok keyifli bir restoranı vardı ancak biz Elif ile o keyfi pek tadamadık tabii. Elif yemek yerken, mama sandalyesinde değilse artık hiç oturmuyor maalesef. En sevmediğim şey elinde kaşıkla çocuk peşinden koşturmak olduğu için, Elif'i böyle birşeye alıştırmak istemedim ve o yanıma geldiği zamanlarda ağzına tıkabildiğim kadar tıkıyordum. Öyle öyle geçti. Sandal sefası da yaptık, bundan sonra gelirsek başka hangi motellere gidebileğimizi kararlaştırdık. Denize de girdik, Elif denizi çok sevdi.


Ağva'da sandal sefası

Ağva'dan sonra yeğenim Kaan'ın doğumgününü kutladık, 3 yaşına bastı kerata. Ertesi gün de babamızı Diyarbakır'a uğurladık, biz de annemlerle birlikte Erdek'e geldik.


Elif hanım buraya geldiğimizden beri tam bir hiperaktif oldu. İlk önce belki herşey ona yeni geldiği için böyledir diyordum ama aradan bir hafta geçti, hiç mi düzelmez ya??? Herşeye el atıyor, heryere tırmanıyor. Çok tehlikeli hareketlerde bulunuyor. Sürekli sandalyelerin tepesinde, çıksa otursa sorun değil ama ayağa kalkınca tehlikeli oluyor.


Buarada aynı anda 2 azı dişimiz patladı. Dişten midir nedir bilmiyorum ama son zamanlarda pek asabi oldu. Sinirlenince vurmalar, ısırmalar falan görseniz bambaşka bir çocuk oluyor bir anda. İştahımız oldukça azaldı, geçenlerde sadece kahvaltı ile durdu desem yeridir.


Konuşması da aldı başını gidiyor. Kedi, köpek, düştü, kalktı, otur, gel, gir, kapat, kapattım, kumru gibi kelimeler ilk aklıoma gelenler. Bir de isimleri söylemeye başladı. Bana Gamze, babaya Murat, amcasına Mert diyor. Aylin, Emel, Ünal, Ece, Selma, Kaan vs.


Deniz keyfimize de diyecek yok. Denize girmeye bayılıyor. Evimizin önünü maalesef bu sene rıhtıma çevirdikleri için, biraz ilerideki plajdan girmek zorunda kalıyoruz. Genelde sabah erken saatlerde 10 gibi gidiyoruz, 1 saat kalıp dönüyoruz. Bazen de öğleden sonra 4'den sonra gidip 1.5 - 2 saat kalıyoruz. Erdek'e geldiğimizden beri henüz fotoğraf çekemedim ama en yakın zamandakilerden koyuyorum birkaç tane.