30 Mayıs 2008 Cuma



Yazamayalı biraz zaman geçti farkındayım. Biraz yoğun geçti günlerimiz son zamanlarda. Salı günü sınavım vardı, 2 gün boyunca ona hazırlandım. Sonuçlara henüz bakamadım ama geçmişimdir herhalde. Zaten kimse kalmayacak diyorlardı. Çok şükür ki bitti artık. Şimdi de seyahat haırlıklarımız başladı. Pazartesi günü İstanbul'a gidiyoruz. Herkes sabırsız bizi bekliyor, aslında Elif'i bekliyor dersem daha doğru olur herhalde. Tabii babamız bu durumdan hiç memnun değil çünkü oldukça uzun bir süre ayrı kalacağız. Biz neredeyse 3 aya yakın bir süre kalacağız (1 eylülde işbaşı yapıyorum), ama onun sadece 3 hafta izni var. Haliyle görüşme aralarındaki süre de oldukça uzun olacak. Biz olmazsa belki biraz erken döneriz, ama önce bir gidelim de. Buarada babamın bilgisayarı şubat ayında çalındıktan sonra maalesef yerine yenisi konamadı henüz. Adsl var ama bilgisayar yok, ben de bizimkisini götürmeyeceğim çünkü babamızın burada ihtiyacı olacak. İstanbuldayken belki ablamlara falan gidince yazabilirm ama bu çok sık olmayacaktır. Bir de yazlığa gidince bu süre iyice uzayacak. Aslında bir nevi bloğum tatile girmiş olacak. Her zaman resim koyamasam bile internnet cafeden falan ara ara yazamaya çalışacağım. Ağustos 17 ya da 24 gibi evimize dönüş yaptığımızda şimdiki düzenimize dönebiliriz.


Buarada Elif'ten hiç bahsedemedim. Önemli bir değişiklik yok aslında. Kelime hazinesi gün geçtikçe artıyor. Toka, makarna, koy, kapa, gitti, bitti, örtü yeni kelimelerimiz. Buarada herzaman olmamakla beraber "baba gitti" gibi basit cümleler de kurmaya başladı. "Nasılsın" diyoruz "iyiyim" diye cevap veriyor. Sandalyelere kendi başına tırmanmaya başladı artık. Bu çok tehlike arzediyor ama yapacak birşey yok.


Sütü de artık severek içmeye başladı. Önceden sadece aptamil içiyordu, şimdi Nestle'nin Çocuk sütünü veriyorum , içiyor. Kahvaltıda büyük bir çay bardağı, ve gün içinde ara öğünlerde muzla ya da kek türü şeylerle bir bardak daha içiyor.


Sıcakların artmasıyla artık dışarı çıkarken muhakkak koruyucu krem sürünüyoruz. Zaten 11'den sonra 5'e kadar hiç çıkmıyoruz ama yine de güneş beni çok korkutuyor. Elif için Sebamed'in baby serisinin 45 faktörünü kullanıyorum. Şapkasını da ihmal etmyorum. Kendim de şimdilik 8 faktörle idare ediyorum. Yazın denize girerken arttıracağım.


Eşref ve babasının kucağında Elif

Geçen hafta arkadaşlarla beraber Dicle Üniversitesinin içerisinde bulunan bir mekana gittik. Öyle lüks bir yer değildi ama ortamı çok güzeldi. Göl vardı, gölde ördekler, tabii Elif bu ördeklere bayıldı. Arkadaşımızın oğlu Yiğit de vardı. Gerçi uzunca bir süre uyudu ama gecenin ilerleyen saatlerinde o da bize eşlik etti.

Yiğit ve Elif

21 Mayıs 2008 Çarşamba

Elif Balkonda



Havalar burada tekrardan ısındı. Artık kolay kolay da soğumaz. Gerçi daha ilerleyen zamanlarda bugünleri de çok arayacağız. Havaların ısınmasıyla birlikte balkon sefalarımız da yeniden başladı. Bugün Elif balkonda bol bol su ile oynadı. Döktü, sıçrattı, her yanı sırıksıklam oldu ama çok keyif aldı.




Yemeklerimizi de artık balkonda yemeye başladık. Açık hava iştahını açıyor sanırım. Balkondayken daha bir güzel yiyiyor.



Buarada geçen gün biletlerimizi aldık, kısmet olursa 2 Haziran Pazartesi günü İstanbul'a gidiyoruz. Babamız bir müddet daha burada kalmak durumunda. İstanbul'u çok özledim. Özellikle de deniz havasını. Şimdi tam da zamanı şöyle püfiür püfür bir boğaz havası almanın, cadddebostan sahilinde gezmenin. Elif'e hamileyken caddebostan sahilde gezerken hep kızımı bebek arabasıyla orada gezdireceğim günleri hayal ediyordum. Geçen sene bu hayalimi gerçekleştirebilmiştim. İnşallah bu sene de kızımın sahil yolunda koştuğu günleri görebilirim.

20 Mayıs 2008 Salı

Elif Artık Emmeyi Bıraktı



Elif için çok kritik 5 gün geçirdik. Tam 5 gündür emzirmiyorum. Çok ani bir karar oldu aslında. Geçen yazımda da bahsettiğim gibi Elif hastalanmıştı, hastalanınca emme isteği daha çoğaldı. Gündüzleri kesmeyi başardığımız emmemiz tekrardan başlar gibi olmuştu. Ben de başa dönmeyelim diye hastalığı bittikten yaklaşık 4 gün sonra kesmeye karar verdim. Doktormuz bana salça ya da benzeri yöntemleri uygulama, bırak ağlasın, 10 gün sıkıntı çekersin ama sonra biter demişti. Ama ben onun 10 gün boyunca böyle bir sıkıntı çekmesini istemedim. Hepimiz için zor olacaktı. Bazı arkadaşlarımdan duyduğum salça yöntemini uyguladım. Hasta olmuş, bak uf olmuş falan dedik. Çok garip oldu ilk başta, baktı baktı. Sonra kapa dedi ve hiç ağlamadı. Bir defa daha yaşadık aynı senaryoyu, ondan sonra zaten hiç aramadı. Arada bir meme meme diye ağzından çıkıyordu ama hiç tutturucu olmadı. Bu saba kucağıma almıştım onu, ilk defa "meme bitti" diye bir cümle kurdu. İkimiz için de sancısız bir şekilde atlattık diye umuyorum. Ancak gece uyanmalarına gelince daha tam düzene oturmadı. Bazen 1 kere uyanıyor, bazen de 2-3 kere. Artık geceleri uyandığında sadece kucağımda biraz sallıyorum sakinleşsin diye, sonra da su verip yatırıyorum.


İştahımız iki gündür biraz düzeldi gibi. Dün çok komik bir olay oldu. Sabahları çok erken (06:00)kalktığı için günde 2 uyku yapıyoruz hala. Öğleden önceki uykusundan 12:30 gibi uyanmıştı. Ama öğleden sonra bir türlü uyumadı. Aslında uykusu vardı ama nedense bir direnç gösterdi. Sonra akşam yemeğinde ona balık yedirirken saat 19:30'da mama sandalyesinde kendi kendine uyuya kaldı. Halini görmeliydiniz. Bir çocuk uyumayacağım deyince nasıl uyumuyorsa, uyuyacağım deyince de hiçbirşey tutamıyor gerçekten. Bir iki lokma daha alsın diye onu uyanık tutmaya çalıştım ama nafile. Başı düşüverdi....Aldım onu, elini ağzını sildim, pijamalarını giydirdim, yatırdım hiç uyanmadı. Resmen bayılmıştı...Tabi sabah uyandığında pis pis baık kokuyordu, kahvaltıdan hemen sonra doğru banyoya....


Elif banyodan sonra

Elif artık merdivenleri inip çıkabiliyor

16 Mayıs 2008 Cuma

Elif'in Elmalı Keki

Son günlerde iştahımız o kadar az ki. Bazen hiçbirşey yemeden masadan kalkıyor. Ben de ona sevdiği şeyleri yapmaya çalışıyorum. Dün ona çok lezzetli ve oldukça da besleyici bir kek yaptım. Neyse ki severek yedi, hatta bu sabah kahvaltıda bile sadece kek yemek istedi. Yapmak isteyenler için tarifi şöyle:




Elmalı Kek

Malzemeler:

3 yumurta

1.5 kahve fincanı süt

2 su bardağı un

1 su bardağı şeker

1 kahve fincanından biraz fazla sıvıyağ

Limon kabuğu rendesi

1 büyük elma

1 silme tatlı kaşığı tarçn

1/2 bardak ince çekilmiş ceviz

1 paket kabartma tozu

1 paket vanilin



Hazırlanışı:

Yumurta ve şekeri iyice çırpın. Sütü ve yağı ekleyin, çırpmaya devam edin. Un, kabartma tozu, ve vanilini ayrı bir yerde karıştırıp, ekleyin. Elmaları küp küp doğrayın. En son ceviz, doğranmış elmalar, limon kabuğu rendesi ve tarçını ekleyip bir kaşıkla karıştırın. Önceden ısıtılmış fırında 160 derecede içi pişene kadar pişirin. Afiyet Olsun.



Bugünü neredeyse sadece kek yiyerek geçirdi desem yeridir. Akşam yemeğinde de makarnalarını ve bezelyelerini önüne koydum kendisi yesin diye, ama kendisini ve etrafını kirletmekten başka birşey yapmadı. Tabii yemek sonrası doğru banyoya.


Dünden beri burada çok yağmur yağdı. Bu yağmurları herkes çok bekliyordu gerçekten. İyi oldu tabii ama maalesef Elif'i bu şartlarda dışarı çıkaramıyorum. Zavallım evde çok canı sıkılmaya başladı. Hiçbirşeyden keyif almıyor, sürekli huysuzlanıyor. Neyse ki yarın haftasonu, babamız da evde. Artık bir yerlere gider gezeriz.

12 Mayıs 2008 Pazartesi

Babamız Geldi


Elif'in perşembe günü 38.5'a çıkan ateşi uzun uğraşlar sonunda dün gece düştü. Havaların ani soğumasından kayaklandığını düşünüyoruz. 2 gün 6 saat arayla Calpol (doktorlar verebileceğimizi söylüyorlar) verdik ama ateş düşmeyince cumartesi günü doktora gittik. Boğazında biraz kızarıklık varmış. 6 saat arayla Peditus, eğer ateş düşmezse Peditus'dan 2 saat sonra Pedifen vermemizi söyledi. Yine düşmediği takdirde de antibiyotiye başlayacaktık ama neyse ki düşürmeyi başardık. Gerçi ateşi 38'lerde gezerken keyfi pek yerindeydi. Sadece gecelerimiz biraz zor geçti ve gündüz kesmeyi başardığımız emzirme olayı maalesef ki yeniden başladı. Özellikle de bugün ateşimiz falan düştüğü halde çok huysuzdu, sürekli aranıyordu. Ben de ısrarla dikkatini başka şeylere yönelterek unutturmaya çalıştım. Neyse ki ben kurstayken sorun yaşamadan uyuyabilmiş.


Buarada cumartesi gecesi ani bir sürprizle babamız çıkıp geldi. Çok mutlu olduk. Elif'in böyle ateşinin düşmemesinden dolayı babamız da yok diye biraz endişeliydim. Burada acil durumlarda nereye götürmemiz gerektiğini pek bilemiyorum. Açıkcası güvendiğim hiçbir sağık kurumu yok. O nedenle babamızın gelmesi beni acayip rahatlattı. Hem de benim için çok hoş bir anneler günü hediyesi oldu.

10 Mayıs 2008 Cumartesi

Anneler Gününüz Kutlu Olsun

İnsan anne olunca anlıyormuş bugünün özelliğini. Yıllardır annemin anneler gününü kutlarım ama bugünün ona ne hissettirdiğini şimdi anlıyorum. Ve kızımın birgün gelip beni öpeceği ve "anneler günün kutlu olsun anneciğim" diyeceği günleri sabırsızlıkla bekliyorum. Tüm annelerin Anneler Günü Kutlu Olsun.

9 Mayıs 2008 Cuma

Kablosuz İnternet ve Çocuklarımız

Geçenlerde bir internet sitesinde rastladığım bir haber vardı. Web Perisi adlı bloğumda bu haberi yayınladım ama bu haber çocuklarımızı ilgilendirdiği için buradan da sizlerle paylaşmak istedim.
Sağlıklı yaşam uzmanı Prof. Dr. Osman Müftüoğlu, evdeki tehlikeye dikkat çekti. Prof. Müftüoğlu, kablosuz modemin yaydığı manyetik dalgaların hamile ve 2 yaş altındaki bebekler için zararlı olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Osman Müftüoğlu, sağlıklı ve uzun bir yaşamın gereklerini gazeteci Uğur Dündar’ın hazırlayıp sunduğu Arena programında açıkladı. Prof. Dr. Müftüoğlu beslenme koşullarının yanısıra çevrede kullanımı artan manyetik kirlenmeyle ilgili olarak çok ciddi tehlikelerin olduğunu söyledi. Cep telefonu kullanımının ilerleyen zamanlarda sigara gibi yasaklanacağını belirten Prof.Müftüoğlu, kablosuz internet ortamının da özellikle küçük yaştaki çocuklar ve hamile kadınlar üzerinde zararlı etkilerinin olduğu yönünde ciddi bulguların olduğunu kaydetti. Prof. Müftüoğlu şöyle konuştu: yazının devamı için tıklayın

8 Mayıs 2008 Perşembe

Anneler Günü Hediyeniz Cinisli'den Olsun

Anneler günü hediyenizi henüz almadıysanız size bir önerim var. Biraz reklam kokan bir yazı olacak ama kuzenimin mağazası olan ve ev teksitlinde son zamanlarda adını sıkça duyurmaya başlayan Cinisli mağazasını burada tanıtmadan edemeyeceğim. Cinisli'de anneniz için birbirinden şık ve kaliteli nevresim takımları, yatak örtüleri, pike takımları, bambu havlular, banyo takımları ve züccaciye çeşitlerini bulabilirsiniz. Hatta Türkiye'de distribütürlüğünü yaptıkları Pirelli lateks yatak ve yastıklarına da bir bakmanızı tavsiye ederim. Biraz pahalı ama inanılmaz konforlu. Sadece İstanbul'da değil Türkiye'nin değişik illerinde de mağazalarını ya da cornerlarını bulabilirsiniz. Merak ettiyseniz eğer buyrun bir göz atın.

7 Mayıs 2008 Çarşamba

Oyna Elif Oyna

Elif bugün babytv'yi izlerken öyle güzel oynadı ki, görüntülerini sizlerle paylaşmadan edemedim.

5 Mayıs 2008 Pazartesi

Google Page Rank: 3

Google PageRankimiz sonunda 3'e çıktı. Bizi Türkiye'nin ve dünyanın dört bir yanından ziyarete gelen ve destek veren herkese çok teşekkürler.

4 Mayıs 2008 Pazar

Ve Babamız Gitti

Elif babaannesinin kucağında uçakları seyrederken


Sabah erkenden babamızı uğurladık. Elif şimdilik birşeyin farkında değil. Türk Yıldızlarının gösterisi vardı, balkondan onları izledik. Çok keyifli idi. Elif de bayıldı artık, hatta uykusu da vardı, gösteriyi izlesin diye biraz beklettik, sonrasında da hemen uyuyuverdi.

Türk yıldızlarının gösterisi çok güzeldi



Buarada geçenlerde ona oyuncak bir bebek arabası aldık. Çok hoşuna gitti. En sevdiği bebeğini oturttu sürekli gezdiriyor. Bir de amcasının aldığı gitar elinden hiç düşmüyor. Kitaplarla da arası iyi. Ancak uzun sürmemek kaydıyla. İlk Adım serisindeki (12-18 ay) sorduğum neredeyse herşeyi hemen gösteriyor.

Aşağıdaki videoda Elif'in bebeğine nasıl mama verdiğini izleyebilirsiniz.

3 Mayıs 2008 Cumartesi

Yine Konak

Dün Elif'in başında yine konak oluştuğunu farkettim. Yaklaşık 3 aylıkken de olmuştu, o zaman zeytinyağı/bebekyağı sürüp taramıştım sonra yıkamıştım. Dün cildiye uzmanı bir arkadaşla beraberdik. Kendisi yağ sürdükten sonra taramamamı sadece yumuşak yumuşak masaj yapmamı söyledi. Tarandığı takdirde ardından tekrar oluşabilirmiş.

Babamız Gidiyor


Uykuya dalma sorunumuz son günlerde hat safhada. Artık emerek de uyuyamıyor. Bir zamanlar emzirdikten sonra yatağına koyardım uyanık da olsa ses çıkmaz biraz sonra dalardı. Şimdi uyusa bile yatağına koyunca hemen uyanıyor. Sanırım anneyi kaybetme korkusu geldi. Çünkü çok anneci oldu. Emerken bile anne diye sayıklıyor, kalkıp sarılıyor, öpüyor, bırakacağım diye korkuyor herhalde diye düşünüyorum. Halbuki ayrı kaldığımız zaman sadece 3 saat. Demek bu kadar etkili olabiliyormuş.

Buarada dün bir bakıcı ile görüştük ve anlaştık. Tavsiye üzerine geldiği için güvenilir olduğunu düşünüyorum. Ama zaten sevecen, güleryüzlü ve en önemlisi de konuşkan bir kız. Konuşkan olması benim için çok önemli çünkü Elif artık her duyduğunu öğreniyor, onunla bol bol konuşan birisi gerekli. Temmuzdan önce gittiği evden ayrılamıyormuş o yüzden biz tatilden döndükten sonra ağustosta başlayacak. Umarım herşey yolunda gider.

Elif kendi kendisine yemek yemeye çalışırken

Bugün burada Türk Yıldızlarının gösteri provaları vardı. Çıktık balkondan izledik. O kadar yakından geçiyorlardı ki, bazen Elif sesin şiddetinden korktu. Ama çok keyifliydiler. Yarın da asıl gösterileri var, o zaman arkalarından kırmızı beyaz duman da çıkacak, daha güzel olacak. Buarada yarın babamız 15 günlüğüne Konya'ya gidiyor. Bakalım Elif bu defa nasıl bir tepki verecek. Çünkü uzun süredir hiç ayrı kalmadılar.