30 Kasım 2007 Cuma

Geleceğin Gitaristi

Elif'i daha doğmadan müzikle tanıştırmıştım ben. Sanırım şimdi meyvelerini almaya başlıyoruz. :) Artık en ufacık bir müzikle bile oynamaya başladı.

26 Kasım 2007 Pazartesi

Elif ile Yine Başbaşa

Dün babaannemiz uğurladık. Ona buradan bir kez daha teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Bugün benim için çok zor geçecek sanıyordum ama neyseki düşündüğüm kadar olmadı. Tabii sabah 6'da kalmak zordu. Ama öyle yemeğini güzel yiyip, uykusunu güzel alınca düşündüğüm gibi olmadı. Belki de ben de enerji depoladım ondan da rahat geçmiş olabilir. Bugün burada hava güzeldi, güneşli idi. Biz de beraber dışarı çıktık. Fotoğrafçıda Elif'in resimlerini basıma verdik. Dönüşte de bizimkisi yorulmuş tabii, hemen uyuyuverdi.

Öğrendiği şeyler hızla artıyor. Artık kulağını gösteriyor, dilini göster deyince dilini çıkarıyor, burun konusunda hala biraz zorlanıyoruz ama olsun, tabloyu göster deyince duvardaki tabloları gösteriyor. Müzik duyduğunda da sallanmaya başlıyor hemen.

Haftasonu lokale mangal yapmaya gittik. Orada bir sürü çocuk olduğu için çok eğlendi. Özellikle de müzik başlayınca tavandaki o ışıklı lamba dönünce çok ilgisini çekti. Böyle eğlencelerde piste çıkıp oynamamız yakındır. Müzik duydu mu dayanamıyor valla.
Geceleri 2 saatte bir kalkmalarımız hala devam ediyor. Ne zaman bitecek bu kabus dolu geceler bilmiyorum. Bazılarını duyuyorum sabaha kadar 1 kere falan uyanıyorlarmış. Elif hiç ama hiç o kadar uyumadı yaa....Ne zaman anneni uyutacaksın meleğim benim????

21 Kasım 2007 Çarşamba

Konya'dan İlk Adım Oyuncağı

Murat Konya'ya gittiğinde almış bu ilk adım oyuncağını, o geç döneceği için bir arkadaşla yollamış. Elif pek hevesle oynuyor. Babasını yürüyerek karşılaması için son 2 gün. Bugünlerde de tembelliği üstünde, biraz zor görünüyor. Buarada 2. dişimiz çıktı. Şimdi üstleri bekliyoruz artık. Artık herşeyi anlamaya başladı. Saat nerede diyoruz saati gösteriyor. Baba nerede diyoruz babasının fotoğrafını gösteriyor. En kolay öğrendiklerinden biri de Atatürk, hemen gösteriyor. Aslan kızım benim :) Büyüyünce ona ne marşlar öğreteceğiz biz.

Dün gece biraz sıkıntısı vardı, bütün gece ayakta dikti beni. Karnı mı ağrıyordu tam anlayamadım ama hiç uyutmadı. En son babaannesi sağolsun geldi aldı, yanına yatırdı, ondan sonra ben de biraz uyudum. Sabah da hiçbirşey yokmuş gibi kalkmaz mı :))

Sonunda yoğurt ile arası barıştı. Artık akşamüstleri ve yemeklerde yoğurt verebiliyorum. Ancak muzu hala kabul etmiyor.

Kazadan sonra arabamız servise gittiği için artık bir yerlere de gidemez olduk. Havalar da soğudu, öyle dışarıda rahat rahat gezilmiyor. Evde patlayacağız valla.

20 Kasım 2007 Salı

Sen Kork, Pnömokok Kampanyası

Dünyada her 30 saniyede bir çocuk pnömokok mikrobunun neden olduğu zatürre, menenjit gibi hastalıklar sebebiyle hayatını kaybediyor, her yıl binlercesi de sakat kalıyor.
Dünyada anne-babaların % 66’sı pnömokok hastalıkları hakkında bilgi sahibiyken, Türk anne babalarının sadece % 8’i bu hastalıklardan haberdar. Oysa, pnömokok mikrobunun neden olduğu zatürre, menenjit gibi hastalıklar nedeniyle, her yıl 1 milyona yakın 5 yaşından küçük bebek ve çocuk hayatını kaybediyor. Önlenebilir çocuk ölümlerinin başta gelen sebeplerinden biri olan pnömokok hastalıkları ve bunlardan korunma yollarıyla ilgili ailelerin bilinçlendirilmesi amacıyla Türkiye’nin önde gelen beş derneği bir kampanya başlattı: “Sen Kork Pnömokok!”

16 Kasım 2007 Cuma

Elif Pişik Oldu

Elif'in diş çıkarmasından evvel ishal olduğundan bahsetmiştim size. Aslına bakarsanız bazen ishal çıkıyordu ama günde neredeyse 5 kere kaka yapıyordu. Öyle olunca da pişik oldu maalesef. Kaç gündür pişiği ile uğraşıyoruz desem yeridir. Gerçekten de çok kötü oldu. Hassas bir poposu vardır ama daha önce hiç bu kadar kötü olmamıştı. Doktorun pişik olursa diye daha önceden vermiş olduğu Travazol kremi kullandım sabah akşam ama fayda etmedi. En sonunda bir arkadaştan tavsiye aldım. Hametan pomad ile Bepanten merhemi birlikte kullandım. Tabii buarada popsuna hiç ıslak havlu değdirmedim. Ya yıkadım ya da küçüklüğünde olduğu gibi ıslak pamukla temizleyip iyice kuruttum. Altını yarım saatte bir değiştirdim. Altını değiştirirken biraz hava almasını da sağladım. Neyseki bugün kızarıklık oldukça hafifledi. Tam geçti denmez ama durum iyiye gidiyor.

12 Kasım 2007 Pazartesi

Ve Beklenen Müjdeli Haber Geldi

Bu akşam pijamalarını giydirirken babaannesi birden dişinin çıktığını farketti. Evet sonunda o müjdeli haberi aldık. Artık babaannesinin ellerinden öper. Demek ki günlerdir bitmeyen ishali ve iştahsızlığı ondanmış. Huysuzluğu da hat safhadaydı zaten. Umarım o da ,biz de biraz rahatlarız diyeceğim ama bildiğim kadarıyla bu dişler genelde arka arkaya çıkarmış.

Bebeklerin ilk dişleri çıkınca diş buğdayı denen bir şey yapılırmış. Ben de ilk defa geçen senelerde bir tanıdığımızda görmüştüm. İkram edilen şey yanlış hatırlamıyorsam şeker ile karıştırılmış buğdaydı. Asıl eğlenceli olan, ortaya bir bez serildi. Etrafına da makas, tarak, kitap vs. gibi şeyler dizildi. Çocuk gidip ilk hangisini alırsa ileride o meslekten olacağı söylenir. Mesela makas almışsa eskilere göre terzi, şimdi modacı; ya da kitap almışsa öğretmen, kalem almışsa yazar falan. Tabii işin esprisi. Bizde bu işi bilen kimse yok maalesef. Eğer buradaki arkadaşlardan bilen biri olursa yapmak isterim doğrusu. Hoş bir hatıra olur.

10 Kasım 2007 Cumartesi

Bebek Doktoru

Elif'in ishali 2. gün de devam edince doktoru aramadan evvel, internette araştırma yaptım. Bebek Doktoru, bu konuda oldukça geniş kapsamlı bir site. Gebelik süreci, bebek ve çocuk gelişimi, bebek beslenmesi, hastalıklar, aşılar gibi konularda birçok bilgiye ulaşabiliyorsunuz. Tabi ishal yarın da devam ederse muhakkak doktora danışacağım.

Elif'in İlk Adımları






Artık birkaç saniye süreyle kendi başına ayakta durmaya başladı. Hatta bugün ilk defa 2 adım attı. Elinden tutup yürütünce de eskiye göre daha sağlam basıyor. Taklitleri de gün geçtikçe artıyor. El salla deyince el sallıyor, alkış deyince kendince!! alkış yapıyor :)

Geçen gece yatırdıktan sonra bir kusma kustu anlatamam. Yatağı, üstü başı mahvoldu. Yemekte de balık yedirmiştik. Artık kokuyu siz tahmin edin. Bir de yeni banyo yaptırmıştık. Neyseki devam etmedi, herhalde ağır geldi. Ancak ertesi gün yani dün ishal oldu. Altını değiştirmekten fenalık geldi valla. Bugün azaldı ama hala tam geçmediği için patates ve pirince devam ediyoruz.


Havalar da çok soğudu. Radyotörü yakıp, bir göz odaya kapanıyorduk. Sema Teyzesinin ördüğü hırkaları değiştirip değiştirip giydiriyoruz. Neyse ki bugün kaloriferle yanmaya başladı. Biraz da olsa soğuk kırıldı. Ama ben biraz grip olur gibiyim. Kendime çok iyi bakmam lazım.

4 Kasım 2007 Pazar

Bırakın Kendisi Yesin

Bebeğiniz yemiyor diye üzülüyor musunuz? Belki de bebeğiniz kendi kendine yemek istiyordur. Bunu hiç düşündünüz mü? Elif bazen çok iştahla yerken bazen de hiç yemeyen bir bebek oluveriyor. Ne yapsak ağzını bıçak açmıyor. Böyle durumlarda yiyecekleri önüne koyuyoruz. Bir de bakıyoruz kendisi önündekileri yiyor. Yani ben günlerdir yemiyor diye yazmıştım ya size, meğer yiyiyormuş çocuk. Ama kendisi yerse. Anne için sonradan temizlemesi gerçekten çok büyük eziyet ama bırakın bebeğiniz kendisi yesin. Bu öneriyi bize doktor söylemişti. Ona fırsat verin demişti. Eline alsın, baksın, ne yediğini tanısın demişti. Gerçekten de çok mantıklı. Bu nedenle biz yaklaşık 1 aydır bazen kendisinin yemesine fırsat veriyoruz. Mesela köfte ya da tavuk gibi çok sulu olmayan yiyecekleri gayet güzel götürüyor. Siz de bebeğinize kendi kendisinin yemesi için fırsat verin.


2 Kasım 2007 Cuma

Yoksa Diş mi Geliyor?






Son günlerde iştahı pek azaldı. Dün neredeyse bütün gün sabah kahvaltısıyla durdu desem yeridir. Tabii arada bir emziriyorum ama sütüm artık eskisi gibi değil. Bugün de meyvesini ve öğle yemeğini çok az yedi. Geceleri de sık sık uyanır oldu. Bir de ishal çıkıyor bazen. Acaba diş mi çıkaracak ki? Parmağımla şöyle bir yokluyorum ama daha önce hiç deneyimim olmadığı için pek anlamıyorum. Yemek yemek istemediği vakitlerde zorlamıyorum. Çünkü anlıyorum ki aç değil. Aç olsa zaten huysuzluk yapar, ama keyfi de o kadar yerinde ki...Tabii bütün gün babaannesinin kucağında düşmüyor. Ahh anneee, çok söylüyoruz bu kadar çok kucağına alma diye, bırak emeklesin kendi kendine takılsın diye ama bizi dinleyen mi var??? Elif çok fena alıştı çook. O gittikten sonra sıkıntısını ben çekeceğim.