20 Kasım 2009 Cuma

Elif Mutfakta



Bir kızım olduğu için gerçekten çok şanslıyım. Geçenlerde misafirim gelecekti. Onlara yalancı tavukgöğsü yapayım dedim. Çok lezzetli oluyor, tarifini başka bir yazımda paylaşacağım. Dibinin tutmaması için tencerede sürekli karıştırmak gerekiyor sonra da mikserde uzun uzun çırpmak. Bu benim için gerçekten yorucu oluyordu. Ancak kızım bana yardım edince çok rahat oldu.


En Sevdiğimiz Çizgi Filmler















Elif büyüdükçe artık çizgi filmlerden de anlar oldu. Eskiden arada sırada Babytv açardım, şimdi artık babytv kesmiyor, daha konulu çizgi filmleri tercih ediyor.
Bu konuda ben de çok dikkatli davranmaya çalışıyorum. Bir kere izleyeceğimiz çizgi filmde şiddet olmamalı, öyle artist özentisi (bir ton makyajlı, seksi elbiseli) kızlar da olmamalı. Mesela Yumurcak tv'deki Caillou, Rahat Koltuk, Trt Çocuk'ta yayınlanan Franny'nin Ayakları, Arthur, İri ile Tıfıl ve Disney Channel'da yayınlanan Winnie the Pooh, Mickey Mouse vs. en çok tercih ettiklerimiz.
Çizgi film konusunda eskiye oranla zorlanmaya başladık. Çünkü eskiden biraz izleyip kapatınca tepki göstermezdi, izleyeceğim diye tutturmazdı. Şimdi artık ne zaman salona gelsek bana çizgi film aç diye tutturuyor, ya da açtığımızda kapatmayalım diye kıyameti koparıyor. Oysa onu televizyon başında bir süre oturtunca ne kadar mayıştığını görünce içim sızlıyor. Aslında kendisi değil de beyni uyuşuyormuş gibi geliyor. Ama onu böyle bir eğlenceden de uzak tutmak imkansız. Bir anne olarak dizginleri elde tutmak yapılacak en doğrusu.....Bu nedenle odasına televizyon almayı kesinlikle düşünmüyorum. En azından benim yanımda benim kontrolüm altında izlesin.

16 Kasım 2009 Pazartesi

Resimlerle İstanbul Maceramız

İstanbul'a giderken fotoğraf makinemizi götürdük ama bilgisayara bağlantı kablosunu unuttuğumuz için yazılarıma fotoğraf ekleyememiştim. Şimdi artık Bandırma'ya evimize döndük. Elif'in İstanbul'daki hırçınlığı ve huysuzluğu biraz azaldı. Sanırım düzen değişikliği hiç hoşuna gitmiyor. Gerçi sürekli hastalık olduğu için evden dışarı fazla çıkamamızın da etkisi olmuştur hırçınlaşmasında.

İstanbul'da uzun uğraşlar sonunda parka ulaştık

Legoları ile yaratıcılığını gösterdi

Kaan ile etkinlik yaptılar

Kendi kıyafetlerini ütülerken çok keyif aldı

12 Kasım 2009 Perşembe

İstanbul'a Geldik Hasta Olduk, Gidiyoruz Hala Hastayız

Hastalıktan hala tam olarak kurtulamadık. İshalimiz de geçti derken öksürük başladı birkaç gündür. Öksürük şurubu ile günde 1-2 bardak ıhlamur çayı içiriyorum. Neyse ki bebekliğinden beri çok seviyor ıhlamur çayını. Tabii poşet çay kullanmıyorum onu belirteyim. Poşet çayların her zaman zararlı olduğu inancındayım. Tabii iştahımızda çok kötü durumda. Çoğunlukla bir tabak çorbayı zor bitiriyoruz. Zayıfladı valla. Elif bir yandan ben bir yandan. Ben de pazar gününden beri burun tıkanıklığı ile uğraşıyorum. Günlerdir uyku nedir bilmiyorum. Öyle bir tıkanıyor ki...Serum fizyolojiklerle açılmayınca artık dün doktora gittim. Allerjikmiş meğer. Hamile olunca öyle her ilaç da verilmiyor. Düşük dozda bir antibiyotik ile çok sıkışınca kullanacağım Otrivine Mentollü verdi. Otrivine'i çok dikkatli kullanıyorum, mesela geceleri yatmadan önce kullanıyorum ama etkisi süper, acayip yakıyor ama bir anda burnum nasıl açıldı anlatamam size. Dün ilk defa deliksiz bir gece uykusu uyudum.
Buarada babamız bugün sürpriz yaptı, geldi. Çok sevindik. Ben annemle doktor kontorlüne gittiğimde gelmiş, Elif çok şaşırmış ve çok sevinmiş. Bir de hediye olarak banyo yapan bir bebek gelince artık keyfine diyecek yok. Bugün şımarma günü, hakkıdır. Ama günlerdir bize hem hastalığından hem de dışarı çıkamadığımızdan olsa gerek huysuzluğu ile kök söktürdü desem yeridir. Ağzından "sevmiyorum seni, eşşeksıpası, hayır" kelimeleri hiç eksik olmuyordu. Artık babasına havale edeceğim :)))
Hamileliğimin 22 haftası bitmek üzere. Geçen hafta doktorum hakkında çok düşünceliydim, nasıl biri diye. Ama tanışınca kendisinden çok memnun kaldım. Çok sakin konuşan, çok saygılı, beni dinleyen ve sorularıma baştan savma cevaplar vermeyen biri. Ayrıntılı ultrason yapıldı 1 saat süreyle. Çok açıklayıcı idi. Herşey yolunda görünüyor. Bir tek benim kan akışımda biraz sorun varmış, tuzu kesmeliymişim. Bir tek zeytin bile yememe müsade etmedi. Bendeki bu sorun bebeğe olan kan akışını da etkilermiş, o nedenle çok üzerinde durdu. Onun dışında herşey yolunda. Bebeğimin kıpırtılarını da azar azar hissetmeye başladım. Asıl 24. haftadan itibaren hissedecekmişim. Ben de heyecanlanıp duruyordum neden hala hissetmiyorum diye....İnsan unutuyor bazı şeyleri.

4 Kasım 2009 Çarşamba

Ateşli Günler

Babamız Konya'ya gitti ve biz de hemen atladık feribota İstanbul'a geldik. Birkaç gün ablamlarda kaldık. Orada Kaan ile Elif ilk iki gün o kadar çok oynadılar ve eğlendiler ki artık sonraki günlerde aynı odada bile birbirlerini görmezden geliyorlardı, bıktılar herhalde :)))
Buarada pazar günü öğleden sonra Elif'in ateşi birden bir yükseldi. Akşam 39.9'a ulaştı. 4 saat arayla Calpol ve İbufen verdim ama nafile. Ilık sularla sildik. O gece saat 3:30'a kadar gözümü kırpamadım. Nihayet biraz düştü, tabii düştü derken 38.5 oldu. Ertesi sabah ateşi hala devam etti bir de kusması oldu. Hemen doktora götürdük. İStanbul'daki doktor amcamızı uzun zamandır ziyaret etmemiştik. Ama Elif'i hemen hatırladı. Elif muayenede çok uslu durdu, tabii hiç hali yoktu ki zavallının. Sonra tahliller. Ama elinden kan alırlarken öyle bir ağladı ki, ikimiz de salya sümük olduk. Tahlillerde önemli birşey çıkmadı. Neyse ki doktormuz da antibiyotği hemen dayamadı. İki gün İbufen kullanın dedi bir de Umca adında bağışıklığı kuvvetlendirici ve grip tedavisini destekleyici bir solüsyon verdi. Pazartesi gecesini de yine ateşle geçirdik ama dün kendini daha iyi hissetti. Dün gece ilk defa ateşsiz bir gece geçirdik. Ama İbufen'e altı saat arayla hala devam ediyorum. Bugün de sağlığı daha iyi. Sadece yorgunluğu var, biraz halsiz. Tabii Elif'in hastalığı beni de çok yordu. Geceleri uykusuz kaldım, hastanelerde yorgun düştüm. Havalar da kötü gidiyor zaten, evde dinleniyoruz. Bir de Elif'in huysuzlukları olmasa....
Buarada hamileliğimin 20 haftasını geride bıraktım. Yarın kontole gideceğim. Daha önceki yazımda Kadıköy Şifa'ya gitmeye karar vermiştim ama Şifa'nın muayene ücretleri acayip yüksek. 235 TL. Nasıl bir muayene bu anlamadım. Memorial karşıda olduğu için onu da listemden çıkardım, özel sağlık sigortamın geçtiği hastanelere bakınca Yeditepe Üniversitesi Hastanesi gözüme çarptı. Muayene ücretleri Profesör ise bile 180 TL. Ama ne doktor ne de hastane hakkında fikir sahibiyim. Neyse yarın için randevu aldım, artık yarın gözüm tutarsa ona göre karar veririm. Buarada bu hastane hakkında bilginiz varsa benimle paylaşırsanız çok sevinirim. İkinci bebeğimizin cinsiyetini yazmadığımı farkettim. Erkek...Evet ikincisi erkek geliyor. Karnım da oldukça belirginleşti.
Geçen seferki hamileliğimde çatlak kremlerine dünya kadar para vermiştim, Lierac, Bonal vs...Ama acayip çatlak oluştu. Bu sefer sadece badem yağı sürüyorum. Gerçi badem yağı biraz zahmetli oluyor, sürünce emmesi için biraz beklemeniz gerekiyor. O nedenle genelde akşamları televizyon seyrederken kullanmayı tercih ediyorum.