14 Haziran 2008 Cumartesi

İstanbul Maceralarımız -2




İstanbul günlerimiz çok hareketli geçiyor. Bir gün de evde durup şöyle rahat rahat dinlenemiyorum. Ya alışveriş işi oluyor, ya birisi geliyor, hiçbirşey olmazsa ablamlara gidip yeğenimi görüyoruz. Dün annemlerin apartmanında su boruları mı ne değişiyormuş, bütün gün su olmayacaktıi biz de ablamlara gittik, akşam yemeğinden sonra Kaan'ı da (ablamın oğlu) alıp geldik. Tabii Elif'in keyfine diyecek yok, bütün gün zaten abi abi diye peşinden koşmuş, sabah uyandığında yine abisini buluverdi yanında. Elif'in kendisinden biraz daha büyük çocuklarla, kız erkek hiç farketmez, oynaması, onun sosyal gelişimini inanılmaz derecede etkiliyor.

Ancak son günlerde hırçınlığımız hat safhada. Altını değiştirirken, ya da kıyafet giydirirken resmen kovalamaca oynuyoruz. Bir de çığlık atmaları başladı. Nerden, kimden öğrendi bilemiyorum ama hoşuna gitmeyen birşey yapınca basıyor çığlığı. Zaten iyice yaramaz oldu son günlerde. Heryere tırmanmaya başladı. Kalorifer boruları, mama sandalyesi, her türlü sandalye ve koltuk tepesi. Birgün birinden düşecek diye ödüm kopuyor ama engel olmak ne mümkün. Bitip tükenmeyen bir enerjisi var.

Gece uykularımız burada daha bir düzene girdi. Geceleri erken yatmışsa bir kere su içmeye uyanıyor, eğer biraz geç yatmışsa bazen hiç uyanmadan sabahı buluyoruz. Enerjisinin sebebi belki bu da olabilir. Uykusunu almış bir şekilde güne başlıyoruz. Neyse ki artık geceleri yatmadan önce bir biberon süt içmeye de alıştı. Süt ile aramız çok iyi. Daha önce bahsetmişmiydim şimdi hatırlayamadım ama emzirmeyi kestikten sonra normal sütü sevmediği için Aptamil Junior verdim, sonra Nestle Çocuk sütünü de sevince artık onunla devam ediyoruz. Pınar'ın çocuk sütünü de seviyor. Hangisi olursa artık farketmiyor.


Bugün akşamüstü Mert geldi, tabii amcamız hiç boş gleir mi, yine bir oyunca almış Elif'e, bir de hayvanlarla ilgili bir kitap. Tabii Elif mest olmuş durumda. Uyku zamanı gelmişti ama uyur mu hiç zilli. Aslında çok da uykusu vardı, 20:30'a kadar dayansa bari derken akşam 9'a kadar dayandı.

Yarın sabah babalar günü sebebiyle ablamlar yine bize gelecek ve beraber kahvaltı edeceğiz. Oradan da Güzelce'deki Gülbin ablamıza gidip Elif'i havuza sokacağız. Mayomuz geçen yazdan yazlıkta kalmış herhalde, ben de yarın Huggies'in şu denize girilen bezlerinden deneyeceğim bulabilirsem.

Tüm babaların Babalar Gününü kutlarım. Özellikle de sevgili eşime buradan herşey için teşekkür etmek istiyorum. Çünkü kızımızı büyütürken gerçekten bana çok yardımcı olmuştur. Elif'in yemek yemesinden, uyumasına kadar çok hakkı vardır. Kızıyla sadece iyi vakit geçirmeyi değil, onu eğiterek kaliteli vakit geçirmeyi çok iyi bilen bir baba o. Sevgili kocacığım, seni çok seviyorum.

Hiç yorum yok: