11 Mayıs 2011 Çarşamba

Annelik Zor

Dışarıda hala deli gibi esen bir rüzgar var. Emre sürekli ya pencerede ya da kapıda. Aç diye diye bir hal oldu. Açayım da dışarısı çok soğuk. Nasıl çıkarayım.. Pazar günü havayı iyi gördük, anneler gününü Erdek'te geçirelim dedik. Kahvaltıya gittik, öğleden sonraya kadar kaldık. Çocuklar koştular oynadılar iyi güzel de şimdi hepimiz kırılıp dökülüyoruz. Emre salya sümük..Benim burun yine tıkandı, halsizlik de cabası. Babamız da kırılıyor. Aramızda bir tek Elif sağlam şimdilik. Aman nazar değmesin!!!

Çocuklar da baharın tadını çıkartamıyorlar. Geçen hafta kreşte piknik yapacaklardı, hava öyle bir kara kış yaptı ki..değil piknik yapmak, kapıdan dışarı adım atamadılar. Bahçeleri öyle güzel ve geniş ki...her yer yemyeşil. Hayvanlar da var. Ama yazık ki çıkıp oynayamıyorlar. Şunun şurasında bir ay daha gidecek zaten....

Emre de iyiden iyiye anneci oldu. Her an gözü bende, her an yanımda...Artık isteklerini de belli ediyor. Mesela susayınca beni biberonunun bulunduğu odaya götürüyor, suyunu gösteriyor. Ya da istediği bir oyuncak varsa aklına gelince beni oraya götürüyor, gösteriyor, vermemi istiyor. Herşey iyi hoş da çok hareketli ve çok tehlikeli şeyler yapıyor. Son zamanlarda sürekli koltukların üzerinde...Sehpaya çıkıyor zıplayıp gülüyor....Ya da bugünlerdeki takıntımız fırın kapağı. Öyle korkuyorum ki, fırın kapağı öyle dolap kapağı gibi yumuşak kapanmıyor, eli bir sıkışsa allah korusun...ama ne yapsam gitmiyor başından, açıyor kapatıyor. Bazen hevesini alsın diye açıyorum müsade ediyorum, tepsiyi indiriyor oynuyor ama yetmiyor ki...Yine, yine, yine...Hevesi hiç geçmez mi???

Bir de şu mama sandalyesi meselemiz var. Oturmuyor, sürekli ayakta, hopluyor zıplıyor tabii o hopladıkça benim yürek de hopluyor. Masasına çıkıp aşağıya inmeye kalkıyor. Bağlasan bir şekilde kurtuluyor, kurtulamayacak şekilde bağlayınca da kıyameti koparıyor, yani o şekilde asla yemek yemesi mümkün olmuyor. Ne yapacağımı şaşırdım. Onu sandalyesine koyup arkamı dönemiyorum.

Banyo kapısında ise sanki sensörü var, açık bırakıldığı an nerede olursa olsun bulup giriyor. Yani anlayacağınız bugünlerde gün nasıl başlıyor nasıl bitiyor anlamıyorum...kimseyi arayamaz oldum, bazen Emre uyurken telefonla konuşmak bile zaman kaybı geliyor ve işlerimi yapmayı tercih ediyorum. Bu kadar da olur mu ama..oluyor işte...



1 yorum:

hülya dedi ki...

hem okudum hem güldüm hemde ilerdeki kendi halimizi düşündüm acıdım,üzüldüm şimdiden illahlah dedirdi iki gün sonra yedik ayvayı sevgiler canım yaz gelsin oralara