27 Aralık 2010 Pazartesi

Yine Yeniden İstanbul

Geçen hafta yine İstanbuldaydık. Çok mu gezenti olduk son zamanlarda :)) Babamızın İstanbulda bir eğitimi vardı, biz de bu fırsattan faydalanalım dedik. Neyse ki bu sefer hastalıklardan uzak bir tatil oldu. Biraz eş dost muhabbet, biraz alışveriş ve zaten bir hafta dediğiniz nedir ki hemen geçiverdi. Ve yine Bandırma'dayız.
Elif bu sefer dönerken ilk defa gitmek istemediğini ve buradaki herkesi çok özleyeceğini söyledi. Anneannesi bunları duyunca neredeyse ağlayacaktı. Neyse ki diğer herşeyde olduğu gibi çok fazla ısrarcı olmadı.
Bu aralar yine prenses sevdası alevlendi. Bir Sinderalla merakı ki sormayın. Bir süredir bana sinderella elbisesi dikin diye yalvarıyor. O kadar hevesli ki insan kıyamıyor. Mothercare'e girdiğimde bir baktım ki karşımda sinderella kostumü duruyor. Biraz pahalıydı tahmin edersiniz ki..Acaba kıyıp alsam mı diye düşünürken sonuçlarını düşünmeye başladım. Şimdi ben o kostümü alsam bizimkisi ısrarla her yerde onu giymek isteyecek. Okula bile onunla gitmek isteyecektir eminim ki...Bir de bu kostümler tiril tiril incecik kumaş parçaları. Havalar soğuk, evimiz çok sıcak değil. Biliyorum ki bütün gün evde o incecik şeyle dolaşacak, ben de deli olacağım. Vazgeçtim. Onun yerine prenses şatosu alayım dedim, kararsız kaldı. İkisini de öyle çok istiyor ki...Önce elbiseyi alın, sonra da şatoyu diye cevap verdi :))) Annesine, çekmiş, çocukluğumdan beri tercih yapmak çok zoruma giderdi, ikisi de olsun isterdim hep.
Emre zavallım pek gezemedi İstanbul'da. Bir tek Nişantaşına teyzemlere gitmiştik bir akşam. Meşhur Abdi İpekçi caddesinde dolaştırdık biraz, hava çok güzeldi, her yer de ışıl ışıl. Onun dışında hasta olur bahanesiyle onu hep evde bırakmak zorunda kaldım. Tabii ev gezmeleri dışında. Bayağı bir ev gezmesi yaptı.
Ne zamandır beklediğimiz ikinci dişimiz de bugün çıktı. Artık top nerede deyince, topa, balon nerede deyince de balona bakıyor. Ama ne zamandır uğraştığımız lambayı hala tam olarak öğrenemedi. Lamba nerede deyince kıkır kıkır gülmeye başlıyor :) Balonları ve topları çok seviyor, uzun bir süre bir balonla veya bir topla oyalanabiliyor.
Zaman zaman sıkıntılı anlarımız olsa da yine de Elif'in kardeşini çok sevdiğini anlayabiliyorum. Okuldan gelince hemen ona sarılıyor, onu uyutmam gerektiğini söylediğimde çok üzülüyor. Onunla gerçekten iyi vakit geçiriyor. Emre de kimseye gülmüyor, ablasına güldüğü kadar. Aralarında müthiş bir iletişim var.

Hiç yorum yok: