17 Aralık 2012 Pazartesi

Ressamcı Elif

Bir süredir evdeki resim faaliyetlerimiz oldukça artmış durumda. Elif'in içindeki cevheri keşfetmesi ile birlikte Emre de ondan görerek o da ona eşlik etmekte. Hatta Elif içindeki cevheri o kadar keşfetti ki bugün bana o vurucu cümleyi kurdu:
"Anne ben ressamcı olacağım. Çok güzel resim yapıyorum değil mi?"
Ressamcı mı? Nasıl ya, camcı gibi birşey mi bu ne??
Yalnız şunu itiraf edeyim ki. Elif çok güzel resim çizmiyordu. Çöp adamlar falan yapıyordu. Birgün ben ona bak kızım şu insanları bu şekilde yap diye ona muhteşem çizimimle!!! yol gösterdim. Demek Elif böyle bir ışık bekliyormuş ki, o günden sonra çizgileri inanılmaz derecede değişti ve içindeki resim yapma hevesi uyandı.



Tabii Emre de onun bu hevesinden etkilendi o da içindeki cevherleri çıkartmaya başladı. Resimdekiler ahtopopt gibi görünse de onlar biziz...:)


Bu resim de Elif'in hayalindeki düğünüymüş. Her konuda olduğu gibi bu konuda da aykırı olacak. Gelinliği kırmızı olacakmış :)


29 Kasım 2012 Perşembe

Sınıfın yaramaz çocuğu Elif

Daha önce de bahsettiğim gibi Bahçeşehir Koleji okuma yazma konusunda çok ama çok hızlı gidiyor. Belki kendi anasınıfındaki öğrencilerini bu hıza göre yetiştirmiş olabilir ama sınıfta başka anasınflarından gelen hatta hiç anasınıfı okumamış çocuklar da var, bunlar zavallım diğerlerine ayak uydurmaya çalışıyorlar.
Elif öyle ya da böyle bir şekilde öğreniyor. Yazısı çok kötü olsa da, defteri çok düzensiz olsa da yine de her harfi yazıyor ve daha öğrenmediği harflerin geçtiği kelimeleri bile okuyor. Mesela bu sabah zilin üzerine yazdığım notu rahatlıkla okudu: "Lütfen zile basmayın"
Kitaplarındaki 6-7 satırlık hikayeleri bile okuyor. Tabii henüz anlama safhasında değiliz. Okuyor ama cümlenin başını daha okurken unutmuş oluyor. Hızlandıkça sanırım anlaması daha kolaylaşacak. Ama şuanki haliyle bile onunla gurur duyuyorum. Keşke kendisi de nasıl da büyük birşey başardığının farkında olabilse....Maalesef ki kreşte yaşadığımız her sabah okula gitmek istememe durumunu bir süredir yine yaşıyoruz. Ya uyanmakta çok zorlanıyor, ki çok geç yatırmıyorum aslında en geç 21:30'da uyumuş oluyor. Ya da girmek istemediği bir dersi bahane ediyor. Ki bunlar da aslında koşa koşa gitmesi gerektiğini düşündüm dersler. Biri BSK adını verdikleri beden eğitimi ayarında bir ders, diğeri de kendi seçtiği kulüp çalışması badminton. Neysmiş efendim çok koşturuyorlamış da çok yoruluyormuş da. Ya da arkadaşlarını bahane ediyor, Bir arkadaşı ona kötü davranıyormuş, başka bir arkadaşı onu derste konuşturuyormuş...
Pazartesi günü veli toplantısı vardı. Bütün öğretmenleri aynı şey mi söyler?? "Elif çok akıllı, yaşına göre becerileri çok iyi ama sınıf içinde çok hareketli, yerinde oturmuyor. Derse kendini vermiyor, dinlemiyor, arkadaşları ile ya da kendi kendine oyun oynamak istiyor" Ne diyim ben şimdi? Bu çocuk daha 6 yaşında bile değil, oyun oynamak istiyor elbet, engellense de o kendi dünyasını yaratıyor bir şekilde. Bir kız çocuğu annesi olarak kızımın sınıfta düzen bozan yaramaz çocuklar arasında olacağını hiç düşünemezdim doğrusu.

28 Kasım 2012 Çarşamba

Renklerde sınıfta kaldık

Emre'nin son zamanlarda artık dili iyice çözüldü ve istediği her cümleyi kurabiliyor neredeyse. Ama bu sefer de bazı harfleri söyleyememeye başladı. Birçok harfin yerine "ç" harfini kullanır oldu.
çüt - süt
çu - su
geç - gel
sen-çen
kaçı - kaşı
reçim- resim gibi..yazınca dikkatimi çekti de daha çok s harfini söyleyemiyormuş..yani onunla sürekli olmayan birisi aslında ne demek istediğini gerçekten zor anlıyor. Renkleri de hala öğrenemedi. Öğretmek için çaba sarfediyorum tabii ama ne yalan söyliyim Elif'e öğretirken çok daha fazla zaman harcamıştım ve Elif 2.5 yaşına varmadan her rengi öğrenmişti. Emre şuanda sadece pembe rengini biliyor, sarıyı da biraz biraz öğrendi gibi ama yine de sıklıkla karıştırıyor. Renkleri öğretmek amaçlı almış olduğum Renkler yapbozu çok eğlenceli. Geçtiğimiz nisan ayında almıştım o zamanlar pek ilgi göstermiyordu ama bu aralar çok hevesle oynuyor.



26 Kasım 2012 Pazartesi

5.5 yaşında başlayan çocukta sorumluluk bu kadar olur

Okula erken ve tam hazırlıklı başlamamanın sıkıntıları kendini pek çok farklı alanda belli ediyor. Örneğin sorumluluklarının bilincinde olamama. 69 aylık bir çocuğa bu bilinci kazandırmak biraz zor oluyor. Hergün bir şeylerini kaybedip eve geliyor. İki haftadır hırkamız kayıp, okula gidip heryeri didik ettim ama yok muhtemelen bir arkadaşına karıştı. Geçen hafta da resim çantasını kaybetmiş. Dediğine göre resim atölyesinde kaybolmuş ama yok o da çıkmadı hiçbir yerden. Arada kaybolan ama sonrasında bulunan defterler, kitaplar..Kırtasiye malzemelerinden hiç bahsetmiyorum zaten. Eksiksiz çantasına koyduğum o kalem kutusu bir gün olsun koyduğum gibi gelmedi. Bir de öğretmen çantasını bırakın kendisi hazırlasın diyor. Bu bilinçle mümkün mü? Yani eksik gedik gider ama okula eksik malzemeyle gittiği için bir sıkıntı duymuyor ki kendine çeki düzen verme konusunda hevesli olsun. Ne olacak halimiz bilmiyorum. Hükümete bu konuda bir yazı yazacağım yakında, okula erken yaşta başlayan çocukların ailelerine bu kayıplardan ötürü maddi yardım yapsınlar :)

23 Kasım 2012 Cuma

Anne Şarkısı

Bu bloğu takip ettiğinize göre muhtemelen siz de bir annesiniz ya da anne olmak üzeresiniz :)
Aşağıdaki videoyu bir arkadaşım vasıtasıyla keşfettim.. Her annenin kendinden birşey bulabileceği bir şarkı yer alıyor, muhteşem bir performans sergilenmiş, izlemenizi öneririm.


22 Kasım 2012 Perşembe

İlk röportajım


Ünlü bir blogcu olma yolunda ilerliyorum.. Şaka tabii, öyle bir iddiam hiçbir zaman olmadı. Ben kendi halinde bir blog yazarı olmayı tercih ettim hep. Ama ne yaparsınız işte bir şekilde gelip beni buluyorlar :) Ukalalığım üstümde bugün..
Kidomani.com anne ve bebek ürünlerinin satıldığı bir alışveriş sitesi. Aradığınız birçok markada binlerce ürün çeşidi yeralmakta. Yaklaşık 2 ay önce yayına başlayan bloglarında da blogger annelerle bir röportaj projesine başlamışlar. Bunun ilki de benimle başladı. Benim için de ilk defa olan birşeydi. Enteresan bir deneyim oldu. Ve böyle güzel şeyleri sizlerle paylaşmak da ayrıca bir keyif. Okumak isterseniz eğer: http://kidomani.wordpress.com/2012/11/21/blogger-roportajlari-1-bebek-buyutuyorum/