31 Ocak 2008 Perşembe

Elif 1 Yaşında


Ve nihayet 31 Ocak geldi. Diyarbaır'a döneceğiz diye tabii bir de babası da burada diye erken kutlamalar yapmıştık, o yüzden bugün gayet sakin bir gün geçirdik. Annem akşamüstü pasta almış, küçük bir pasta kestik yine ama bu sefer bizbizeydik. Elif'e Sema teyzesinin aldığı o çok şık elbiseyi giydirdik. Tontoşuma da çok yakıştı.


Canım kızım benim, bu ilk doğumgünün maalesef biraz buruk geçti ama inşallah bundan sonraki senelerde ağzımızın tadı hiç bozulmaz. Acılı günlerimiz bunlarla sınırlı kalsın. Sen o kadar masumsun ki, bir melek gibi. Hayat sana hep güzel günler göstersin. Gözlerinin içi hep gülsün. Ve bizler de hep senin güzel günlerini görelim.

Seni çok seviyorum canım kızım, iyi ki doğdun, iyi ki varsın. Sen benim artık varoluş sebebimsin.

30 Ocak 2008 Çarşamba

Elif ve Kuzeni Kaan


Bugün akşamüstü ablamlara gittik. Ablam ve eşi Alp iş çıkışında geldiler tabii. Elif ile Kaan öyle güzel oynadılar ki...Kaan artık ciddi ciddi ağabey olmuş. Elif de onun peşinde. Çok komiktiler. Bizi fazla yormadan güzel güzel oynadılar. Ama Elif yalnız başınayken böyle rahat olmuyor. İlla ki yanında beni istiyor, mızmızlanıyor. Halbuki bugün beni hiç aramadı bile. Demek ki arkadaş ihtiyacı başlamış bile :)



Akşam yemeğinde Elif'e ilk defa Milupa'nın muhallebisinden yedirdim. Elif böyle hazır mamalardan hiç yemiyordu. Neyse ki son zamanlarda bazı şeyleri yer oldu. Özellikle kavanozdaki meyvelerden yemesi beni çok rahatlattı. Dışarı çıktığımız zamanlarda rahat ediyorum. Muhallebilere başlaması da kilo alması açısından iyi olacak inşallah. Çünkü Elif evde yaptığım muhallebiyi bile yemiyordu.


Buarada önemli bir hatırlatma yapmak istiyorum. Çocuklarınıza kesinlikle meyveli yoğurtlardan yedirmeyin. Ne marka olursa olsun. İyi bir üniversite hastanesinin başhekiminin bu yoğurtalara çok fazla sentetik madde karıştırdıklarını söylediğini duydum. Bu sentetik maddeler öyle zararlıymış ki etkisi 5 sene gibi bir süre zarfında çıkıyormuş. Çocukların direk sinir sistemini etkiliyormuş, içe kapanıklığa falan yol açıyormuş. Çocuk hastalıkları servisinde bu rahatsızlıklardan yatan çok fazla sayıda çocuk varmış. Ben hiçbir şekilde hazır meyveli yoğurtlardan yedirmiyorum. Mümkün olduğunca tanıştırmamaya çalışacağım. Sizler de çocuklarınızın sağlığı için doğal yollardan şaşmayın. Yoğurdun içine meyve ya da reçel koyabilirsiniz. Elif şimdilik sade yoğurdu çok güzel yediği ben birşey katmıyorum.

29 Ocak 2008 Salı

Elif'in Erken Kutlanan Plansız Doğumgünü Partileri


Ablamlarda Elif'in ilk doğumgünü pastasını kestik


Babaannemiz geçen hafta taburcu olacaktı ama maalesef bel sıvınısında bir kanama tespit edildiği için şimdi tetkikler yapılıyor. En son anjiyo yapılacak ve sonrasında ameliyata gerek olup olmadığı anlaşılacak. Murat da 2 haftadır burada olduğu için ve ameliyat olursa da daha vakit olduğu için pazar günü döndü. Aslında 3 tane bilet almıştık ama Murat her koşulda buraya tekrara geleceği için biz biraz daha kalmaya karar verdik. Aslında evimizi çok özledim ama ne yalan söyliyim burada da pek rahatız. Hem bugün sabah uyandığımda kar yağıyordu, Elif yine çok mutlu oldu.


Cumartesi günü teyzemler ve kuzenlerim ablamlara gidiyorlardı. Biz de giderken, hadi bir pasta alalım da Elif bir mum üflesin dedik. Plansız birşey oldu aslında. Dedemizin vefatından ve babaannemizin rahatsızlanmasından sonra doğumgününü iptal etmiştik. Ama yine de pasta kesmek kısmet oldu. Oradan Gülbin ablamıza gittik akşam. Babaannemize haftasonu izni vermişler, hastaneden 2 günlüğüne çıkarmışlar, Gülbin ablaya götürmüşler. Biz de pazar günü gidiyoruz diye babaannemiz son bir kez görsün dedik. Orada da Elif'e pasta almışlar. Şansa bak doğumgünü yapılamayacakken 2 kere mum üfledi Elifcik. 31 Ocakta Diyarbakır'da olacaktık aslında, artık orada bir pasta keseriz diyorduk. Ama işte hala buradayız :)


Çok cici hediyeler geldi Elif'e. Montlar, pantolon takımları, elbiseler, hırkalar. Herkese buradan tekrar teşekkür etmek istiyorum. Giydirdikçe resim çeker çeker yollarım artık.

Babaannesi Elif'i görünce moral buldu



diğer bıdıklar Can ve Deniz



Gülbin ablalarda da pasta kesildi

26 Ocak 2008 Cumartesi

Bebeğiniz Yumurta Yemiyor mu?

Elif yumurtayı şuana kadar sevmedi. Sabah kahvaltılarında bazen yediği oldu ama çok nadir. Dün Gülbin ablamızdan bazı tarifler aldım. Onun oğlu Can da yumurta yemeyenlerden. Ama verdiği tarifleri çok güzel yiyiyormuş. Tarifler çok basit.
Kıymalı Yumurta:
Bebeğiniz için özel çektirdiğiniz yağsız kıymayı azıcık yağ ve soğanla kavurun. Ayrı bir kapta kırıp çırptığınız yumurtayı ekleyin ve karıştırın. Çok lezzetli oluyor. İsterseniz yumurtayı omlet gibi yapıp, kavurduğunuz kıymayı içine de koyabilirsiniz. Hangisi kolay gelirse.
Un Çorbası:
1 silme çorba kaşığı unu yapışmayan bir tencerede biraz döndürün, un kokusu gitsin ama yanmasın. Üzerine 1 bardak tavuk suyu ekleyin biraz karıştırın. Bir yumurtaya ayrı bir kapta limon ilave edin. Çorbaya ekleyin ve birazcık kaynatın yeter.
Umarım faydalı olur. Afiyet olsun.

23 Ocak 2008 Çarşamba

Bu Günlerde Çok Yoğunuz

Elif hayvanları öğreniyor


Üzüntü ve telaşe yüzünden bloglarımı ihmal etmek zorunda kaldım. Fehiman Babamın vefatından sonra maalesef Sevil Annem hastalandı. Geçen cumartesi günü beyin kanaması teşhisi konunca hepimizin yüreği ağzına geldi. Pazar günü anjiyo yapıldı, neyse ki kanama olmuş ve durmuş. Muhtemelen babamın vefatını öğrendiği an bir kanama oldu. Pazar günü anjiyo sonucundan sonra biraz nefes aldık ama hala hastanede müşahade altında tutuluyor. Bir de buarada Elif hastalandı. Üst solunum yolu enfeksiyonu oldu. Onu bırakıp da hastaneye falan gidemiyorum maalesef. Murat zavallım koşturup duruyor. Hem fiziksel olarak hem de psikolojik olarak çok yoruldu. Şimdilik işler yoluna giriyor gibi bakalım.


Dediğim gibi Elifgeçen hafta ateşlendi. 39'lara çıktı ateşi. Bir de burun akıntısı cabası. Calpol ve İbufen'i 3'er saat arayla dönüşümlü olarak verdim. Ancak ertesi gün hala düşmeyince doktora götürdük. Antibiyotik verdi 7 günlük (augmentin), Peditus (soğuk algınlığı için) ve Asist (balgam söktürücü). Antibiyotikten sonra ateşi hemen düştü neyse ki, ancak p.tesi akşamı neden bilmem yine ateşlendi. Yine ibufen verdim ve düştü. Bugün doktora gittik kontrole. Dün de çok huysuzluğu vardı deyince, orta kulak iltihabından şüphelendi biran ama neyse ki değilmiş. Şimdi keyfi daha iyi. Dün artık köşe bucak kaçar olmuştum, bana da fenalık geldi valla. Uyku düzenimiz falan hepsi bozuldu tabii.
Geçen muayenesinde 3 haftadır hiç kilo almadığını gördük. Halbuki iştahı da gayet yerindeydi. Ben çok üzüldüm tabii ama doktor iştahı yerindeyse endişelenecek bir durum olmadığını söyledi. İştah yoksa işte o zaman önemliymiş. Şimdi o kadar kafama takmıyorum ama tabii hastalığı süresince iştah azaldı, zaten kilo almamıştı, şimdi olanı kaybetmese bari.


Eğer bir aksilik çıkmazsa pazar günü evimize dönüyoruz artık. 2 aya yakın bir süredir buradayız, insan evini ve düzenini özlüyor gerçekten. Dediklerine göre eskisi kadar soğuk değilmiş evler, biraz daha fazla yanmaya başlamış kaloriferler. Umarım öyledir, çünkü burada sıcağa fena alıştık, bir de orada soğuktan hasta etmesek bari.

Kaan ve Elif dedeleri ile

Teyzesi Elif'i ziyarete gelmiş

15 Ocak 2008 Salı

Dedemizi Kaybettik


Pazar günü öğleden sonra çok acı bir haberle hepimiz sarsıldık. Kayınpederim, Elif'in sevgili Fehiman dedesi, ani bir kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. O kadar ani oldu ki, hepimiz neye uğradığımızı şaşırdık. Murat da apar topar akşam uçağı ile İstanbul'a geldi. Dün cenazesi vardı. Elif'i de götürdük camiye, dedesini uğurlasın diye. Maalesef babaannemiz kötü durumda. Üzüntüden diye tahmin ediyoruz, beli ve bacakları inanılmaz derecede ağrıyor. İğnelerle ancak kendine gelebiliyor. Elif'i getiriyoruz yanına, ama can acısı bu gözü hiçbirşey göremiyor ki... Asıl bundan sonrası için Elif ona moral olacak inşallah.

Sevgili babacığım, nur içinde yat, seni çok özleyeceğiz. Elif'i de merak etme, büyüyünce ona senden hep sözedeceğiz.

12 Ocak 2008 Cumartesi

Daha Ne Kadar Sürecek Bu Uykusuzluk?

Elif ile Kaan

Geçenlerde arkadaşım Gaye ile birlikte Nautilius'a gittik. Elif ile en rahat gidilebilecek yerler alışveriş merkezleri oluyor çünkü istediğimiz yerde rahat rahat oturabiliyoruz. Sigara dumanı nedeniyle cafeleri tercih edemiyorum. Şu sigara içme yasağı en kısa zamanda uygulamaya geçse de rahat etsek.


İstediğimiz yerde rahat rahat oturabiliyoruz diyorum ama Elif'i arabasından indirdikten sonra oturmak ne mümkün...Gaye Kaan'ın, ben Elif'in peşinde. Bizimkiler yer cücesi gibi ortalıkta koşuyorlar. Herkesin maskotu oldular.


Gaye ve 16 aylık oğlu Kaan

Bugün de huysuzluğu üzerindeydi. Sabahtan beri mızmızdı. Gece de zaten yine uykusuz geçmiş, benim de sinirler bozuktu. En sonunda bıraktım onu annemlere, ben gittim Bağdat caddesine kendime birşeyler almaya. Ama tabii herzamanki gibi kendime birşey alamadım, Elif'e aldım. Mothercare'de %50 indirim vardı. Elif'e iki tane kazak, bir pantolon ve bir de baharlık bir bluz aldım.
Buarada uykusuzluğumuz hat safhada. Dün gece sabaha karşı o kadar çok ağladı ki, en sonunda o yatağında ağlarken ben de kendi yatağımda yorganı çektim ağlamaya başladım. Ne olacak bunun sonu bilmiyorum. Her geçen gün sinirlerim biraz daha zayiıflamaya başladı. Diş çıkarıyordur inşallah diye sabrediyorum.

10 Ocak 2008 Perşembe

Kabus Geceler

Uzun süredir vakit darlığından Elif'in yürüdüğü videoları ekleyemiyordum. Sonunda başardım.

Yaklaşık bir haftadır oturduğu yerden kendi kendine de kalkabiliyor. Koltuktan inmeye başladı ama bu konuda hala çok temkinliyim, çünkü hala kafa üstü gitme tehlikesi de devam ediyor. Herhalde yakında tırmanmalara da başlar.

Ocak başından beri kendi kendine uyumaya alıştırdım. İlk gün çok zor geçti, yaklaşık 20 dakika ağladı ama diğer günler ağladığı süre inanılmaz derecede kısalmıştı. Şimdi hala 2-3 dakika içinde uyuyabiliyor ancak geceleri uyandığında uyumak bilmiyor. O zaman kucağıma alıp sallamak, emzirmek falan da işe yaramıyor. Şu son 4-5 gündür gecelerimiz kabus gibi geçiyor. Öyle çok ağlıyor ki, herhalde yukarıdaki komşumuz saydırıp duruyordur. Tabii bende uyku falan yok. Umarım gelip geçici bir sıkıntıdır. Yoksa doktorların dediğine göre kendi kendine uyumaya alıştığı zaman artık eskisi gibi sık sık uyanmazmış. Biz bunun rahatlığını henüz yaşayamadık. Ama inancım var :)))

9 Ocak 2008 Çarşamba

Bağışıklık Sistemi mi? O da Ne?

Bağışıklık sisteminin nasıl çalıştığını anlatan bir animasyonu sizlerle paylaşmak istedim. Özellikle çocuklarınız daha büyük yaşlarda ise bu sevimli animasyonla onun eğlenerek öğrenmesini sağlayabilirsiniz.

http://www.pnomokok.com/bagisikliksistemi.html

7 Ocak 2008 Pazartesi


Son zamanlarda iyice anneci oldu. Paçalarımdan ayrılmıyor desem yeridir. İki dakikalığına bile kimseye bırakamıyorum, kıyameti koparıyor. Durmadan kucağıma almam için kollarını açıyor. Almak istemiyorum ama öyle inatçı ki. Dünden beri bel ağrılarım yeniden başladı. Haydi hayırlısı.


İstanbul'a gelmeden önce başlamış olan öksürüğü maalesef hala geçmedi. Doktor öksürük şurubu vermişti, 5 gün kullandık, geçmeyince bir 5 gün daha verdi. Şimdi yine biraz azalıyor ama şurubu kesince ne olur bilmem. Arada verdiğim ıhlamur ve rezene çayları dacabası. Bu seneki boğaz enfeksiyonu çok kötü. Kimi duysam herkes boğazlarından şikayetçi ve çok da uzun sürüyor. Neyse ki Elif'inki ciddi bir sorun değil. Aslında tam da ciğerlere inmemiş ama yine de özellikle geceleri ve sabahları boğulur gibi öksürünce içim rahat etmiyor.


Geçen gün İstanbul'a bu senenin ilk karı yağdı. Ben çok özlemişim. Geçen sene de Aralık başı itibariyla buraya gelmiştim ama havalar hep bahar tadında gitmişti. Elif karı görünce çok şaşırdı. Önce bir anlam veremedi ama sonra onun da hoşuna gitti. Yemeğini bile karı seyrederek yedi. Ne keyif ama :))



dedesi ile karı seyrederken

1 Ocak 2008 Salı

Yeni Yılınız Kutlu Olsun




Yeni yılınızı kutlamakta biraz geç kaldım maalesef ama bilgisayarda küçük bir sorun olduğu için birkaç gündür bloglarımla hiç ilgilenemedim. 2008 yılının herkese sağlık, mutluluk, başarı ve huzur, ülkemize de barış getirmesini dilerim. Umarım bu yeni yılda herşey gönlünüzce olur. Yeni Yılınız Kutlu Olsun.


Yılbaşı gecesi kayınvalidemler annemlere geldiler. Hep beraber ailecek yemek yedik. Elif'in keyfine değecek yoktu maşallah. Tabi bizimkisinin uykusu geldi ve 21:30 civarı uyudu. O uyur uyumaz da biz arkadaşımızın evindeki partiye koştuk. Elif'i anneannesiyle babaannesine emanet ettik. Yılbaşı gecesi arkadaşımız İpek evinde bir parti düzenledi. Ona buradan teşekkür etmek istiyorum, gerçekten çok keyifli bir geceydi. Elif de bize 01:30'a kadar müsade etti. Uzun süredir eğlenceden yoksun yaşayan biri olarak böyle bir eğlence bana acayip iyi geldi.





Buarada Elif'in yürüyüşü gün geçtikçe gelişti. Artık serbestçe dolaşabiliyor. Bu zamanı sabırsızlıkla bekliyorduk ama işin yorgunluğunu hiç hesaba katmamıştık. Geçenlerde alışveriş mekezine gitmiştik. Orada bir dolaşmaya başladı, peşinden koşmaktan yorgun düştüm. Sanırım bundan sonra dışarıda bir yerlere gezmeye gittiğimizde artık eskisi gibi oturmak bize hayal oldu. Neyse ki babamız bu konuda bana gerçekten çok yardımcı oluyor.


Son zamanlarda öğretilen herşeyi çok hızlı kapmaya başladı. Birkaç kere öpücük yollamayı gösterdim, arkasından bir baktım kendiliğinden öpücük yapmaya başladı. Neyin ne işe yaradığını da anlıyor. Tarak deyince ellerini saçına götürüp taramaya başlıyor. Çorap deyince ayaklarına bakıyor.


Bir yandan en sevimli zamanı bir yandan da en zor zamanını yaşıyoruz.